Yok yok methiyeler düzecek değilim şiir tadında ölmek üzerine Kaç şiirle seviştiysem seviştim mahremimden kime ne Aşktan ümidini kesenlere bıraktım gevezeye yakışan övünmeyi ve yarin göğsünde hayal kuramamış kadersizlere Hem kim tanrı aşkına bir uyağın dizi dibinde ya da hece ölçüsünün eteklerinde ölmek ister ki !
Kleist bile şiirlere teslim etmemiş tetiği Birileri onu suçlayabilir mi ?
Şiir yalnızların elinden tutar Eyvallah ama acıyı silebilir mi ? Genç Werther intihar etmek yerine Lotte’nin öpmediği yaralarına -ki acıydı rengi- şiir sürmez miydi ?
Karşılıklı sigara içip dertleşemedikten sonra kim ne yapsın şiirin sır saklayan halini Hem zaten sevap da yazılmıyor meretin her harfine Tam tersi sürgün bile çıkabilir Ovidius gibi m/imlenmiş kaderine
Şiirin göz bebekleri yoktur kendini seyrettiğin Uykudan uyanmış mahmur hali … Dağınık saçlarına eşlik eden sıcacık teni … Zaten kim ruhunu sevdiğinin avuçları yerine satır aralarına saklayıp eceli bekler ki !
Zweig ve Lotte ebedi uyumadan önce ince işçiliği öğretseydi keşke …
Güçlüdür şiir eyvallah Kendini sobeletmeden tanrıları eleştirebilirsin mesela kaleminin ucuyla ama dönek de değil midir ? Sevgilinin dudağına dokunduğunda nasıl da kılık değiştirir
Ve vefasız değil midir canandan hızlı terk ederken insanı ? Hatırla ! Veda bile etmeden giderken kaç ilhamın doğmadan yetim kaldı
Ve namussuz değil midir ıssız zamanlarda parçalarken şairlerin kalbini ? Biliyorken hem de Anka gibi küllerinden doğmayı bilmediklerini
Bu yüzden çığlık çığlığa haykırıyorum işte ! KURAL 1 : - Bırak methiyeler düzmeyi - Şiirlerin gözü önünde bile ölme !
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DELİNİN BİRİ BİR GÜN / ŞİİR TADINDA ÖLMEK şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DELİNİN BİRİ BİR GÜN / ŞİİR TADINDA ÖLMEK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiire kızgın ve ayaklarının toprağa basmıyor oluşuna.. gerçeğin dimdik ve hoyratça öylece karşında duruşuna, uzanamayışına.. Hepimiz biraz üzgünüz o uzun uzun bekleyişlerimizin sahibi kapıların hiç çalmayışına.. Tek bir kişi bile yokken, şiire sarılışımıza.. Ne kadar öteye itsek de, içimizde hep kaynayan dizeler.. Biz bu dünyaya neden bu kadar yaşlıyız?
Sesiniz ve kaleminiz susmasın...
...................................... Saygı ve selamlar..