Sevdilim
Beni hüzne boğma sevdilim
Gözyaşı dökemem, erteledim her şeyi Koynumda cevheri yalnızlığın Ağzım yüzüm karanlık benim Rüzgarın toynaklarına zulüm sürmüşler Yangınlarda muhabbet makamı intihar Saçlarımda yağmurun analığı Beni ağlatma sevdilim Soluğumda ölümün hain serencamı. Beni incitme sevdilim, İçimdeki sabır taşı yosun tuttu Sustu yol, çıkmazların dünyasına itildi kuş sesim Gölgeler ipekten bir çığlığın ıssızlığı Kitapları yürüttüm sonsuzluğun bilgeliğinde Cehaletini saklayarak bu kara yaranın Göğsümde bir deli tanımla, azla, çokla Yaşamın ahlakını sorgulayan hıçkırığımla Ölüme biatımsın. Dudağının çukurcuğunda neyi taşırsın böyle? Küfrün çağında, böyle masum böyle fecir Mektuplarına gözlerinin kokusunu örerken Şarkılar ne zamandır böyle üzgün, dilinin ucunda? Söyle sevdilim, ayaklarının altına serdiğim bu ince heyecan Ezildikçe neden gölgeler tokuşturur karanlıkta? Devran eli gam taşır sevdilim Taşır da şurama yük olur yüreğim Sunağında hasretin taşların kanı akıtılır Tutuşmuş kirpiğimde bir bulut arar da sarhoşluğum Ağlamaklı bir iklim, yazar yeniden savunmasını Toprağın, dağların ve suyun Yaprağa, rüzgara ve yangına Bir sitem kokluyorum şimdi, kötü yenildim biliyorum Soluğumda azgın bir çığlıkla Usta bir intiharın sokağında boylu boyunca uzanmaktayım. Beni aldatma sevdilim Çelikten bir günahtır bu, kırılmaz Affedilmez, kelimelerin gücü yetmez Ölürsen bu kahırla, bu ağrıyla Mezarında çiçeklerin iklimi dönmez. Nedim KARDAŞ |