Anne
Sarsak bir zaman geçip gidiyor anne
Değişip duruyor dünyanın cinnetleri Uzak bir şehir gibi kalıyor avuçların Işıklarla donanmış ve gecenin zapt edemediği Kederli yüzümün dudağına değmesi gerekiyor Gözyaşlarıma sebep olan bütün fikirlere rağmen En güzel fikir senin yüzündür anne Düşünüyorum düşünüyorum Kalbim acıyarak geçiyor gözlerinden. Su içirdiler, yağlı urgan oldu boynumda Senden emdiğim sütü burnumdan getirdiler Belki de bu yüzden tütüyorsun tütüyorsun tütüyorsun anne Bakır bir dünya bu, güçlü olan eğiyor işte Çelikten olsa ne fayda gamlı yürek Eğiyorlar, kanatıyorlar sonra bırakıyorlar Annesini ilk getiriyor aklına kim acı çekiyorsa Gel aklıma anne, gel de kaçır bu yangından ne varsa. Vurulup düştükçe, avuçlarımdaki taş izleri Son türküsünü söylüyor merhametin Günahtan kopardığı payla peydahlıyor yüzündeki gülüşü Zorba, hain ve aldatan Üryan bir başkaldırış bu, suya benzer biraz da Sana benzer anne İnatla doğrulan bütün iyi ve diri niyetler Ve ne zaman bir felaket çalsa kapımı güzel annem Yarısı heba olmuş yarısı ziyana terk ömre Hiç kimse hoş gelmeyecek. Mavi gözlüm, can pınarım Ağlarken, umutlu yanım Herkes bir derdin peşine takılıp sürüklenmiş Uçurumlar başucumda narkoz bir roman Uykulu bir denizin koynunda gecenin ağzıyla sevişiyorum acılarımla Sonra uyanıp ölümün bilmecesine asıyorum aynalarını gençliğimin Anne, bana nasıl geliyorsan gel ama gel Saçlarımda ellerini gezdir, yürüt beni yeniden: ten ten ten Örsele zamanı büyümeyeyim Küçült beni anne, küçült ki Kalan ömrüm ayrı düşmesinden elinden eteğinden. Kar borandır, yılkı atlar yaşlanmış Saklanmış şiirden bezenler ve şaraba ezilenler Soğuk bir mevsim, kuşları kalbine alıp gitmiş çocuklar Tenha bir ölüm sokak sokak dolanıyor ayak altında Resmimi öpüp durma biat ettiğim kapının ağzında Salma gözlerini annem uzağın acımasız belleğine Bir kavuşma çalıp şu hayattan Bütün ayrılıklara direnerek, sarılmaya geleceğim gözyaşlarına. Nedim KARDAŞ |
kutluyorum bu muazzam şiiri ve şairini..
saygılar..