İlle de Aşk
Öptüm suyun yarasını
Sövdüm ateşin külünü Yağmur kopardım ahdıma Saçlarından kör bir şiirin Döndüm dolandım küs bir sevdayı Ayrılık doğurdu rahvan suskunluğum. Şiirden uzak bir yalan Gölgeme nifak tohumları ekerken Belki de çıldıracağım zamanın kaypaklığında Belki de akıllanmak başka bir yüzü unutmanın Tuttum çiçeğin yasını Saldım toprağın karasını Dilimde yanık bir hece boğdum İlle de aşk, ille de aşk. Ömrün en anlamsız kıyısına bıraktım sözlerimi Bütün güzergahlarını talan ederek kavuşmanın Susmanın merhametine sığındım, yığıldım küle Zamanın aslı astarı sızarken bir aynanın çatlağına Sardım tütünü yalnızlığıma Yaktım azığını bilinçsizliğimin Sızımda kanlı bir dağ türküsü Kah sevdaya, kah onurun nişanına. Kuruyuk bir dal düştü, Sonbahar sapsarı bir heba Çılgınca bir devinim tepiniyor Adem’in omuzlarında Sevda kabuk bağladı, Yaradan kalmış ihtiyar bir iz Dokundum geceye, Ağlamak vakti bir umut Ağlamak vaktidir bilindik bütün yalnızlıklar. Ebrar bir kitap açıldı huşusuna bu ayyaş canın Ağladım unutulmaya Yüzümde çöl çiçekleri, Göğsümde susuz bir ceylan Sustum seni ey aşk Sustum da unutuldum kahrın bulanık suyunda. Nedim KARDAŞ |
Yalnız bir konuda katılmıyorum size,
Aşkı susamaz insan..
Aş(ı)k'a susar belki ama aşkı susamaz,
Dilini sustursa gözleri konuşur, gözlerini kapatsa dokunuşu..
O yokken de herkeste o'ndan bir parça bulma çabası bu yüzden işte, aşk gerçekse susturamazsın, gerçek bir aşkı susamazsın..