Saat 12:30Gözlerimin yarınını kolaçan eden düşünceden Günü ilmekliyorum Sevgi yumağı ile örülen her gözenek Yüreğime sarılmayı bekleyen kundak Öyle beyaz Öyle parlak Özlemin sütü Göğsüme sığmaz oldu sevdiklerim Günler boyu taşıdığım ağırlığı Avuçlarıma döküyorum Şuramda yanan ateş Cennet durmalı yüzümde Gamzelerimde gülen Çocuk Tahta atlarla inşa ederken yokluğa varlığı Ayaklarımın altına serilen çamurlu yolu insanların Temizliyorum Aydınlığın önünde fenerli koca gece Kıyı bırakıyor bana Nasıl da tavaf ediyor etrafında Bildiğim kuşlar Mümkün mü Saatlerin ayrılığı kurması Işlenmişse efsun Gül yanaklarında ay kasidesi Yüzle gülerken parmaklarıma Nerden nerelere geldik Yaşamı kalbim gibi hatim ediyorken Kendini sorma benden Sis dağları içine çekerken beni bırakma kendim.. |
Teslimiyetle .
Sondaki kale ve topu at güzeldi . Üstüne ne denir ki :) harikaydı...