Ey Şiir
Ey şiir
Ey zehrin her zerresine bal Aklımın sükunet kaçakçısı Öyle yazılıp, öyle okunup Durmuyorsun Dilim, tezenesidir kağıdının Ne orda ne burda Bırakmıyorsun kaderimi, Ey şiir Ey merhemin her zerresine zehir. Yolun yordamın yok senin Nereye vursan bir acı üzüm tadı Sarhoşluğunda tümcelerin ve cümle alemin Yalnızlığın sakat zümresine belagatsın Ey şiir, ey yollu gece Koynunda kelepir çiçeklerinle Hatırlatırsın cehaletini sarsak ezberlerin. Ey saçlarıyla karanlığa buğz eden Bir uçurumdur dudağındaki af Geçtim kendimden ötesine, bin kahıra vardım İnsanken yağmalandım, dilimi kuyuna doladım Sustum, bir bulut yangınında Kustum külünü sayfanın ve ışığın Kalem de sana, zaman da sana, acı da sana Bükülmüş çelikten yürekle Ey şiir, ey dönülmez yolun gecesi Dönmeyenin son hilesi Mutlu kurbanlar adıyorum kör bıçağına Beni annemin sesiyle emzir. Ey şiir, ey köhne belge Kirpiklerimde upuzun bir gece ağırlığı İpince bir kırıntı, camdan susku Batıyor ateşin hükmünü çektiği yere Seni dokuyor bütün yaralar kabuğuna Öyle bilgece, öyle delice Kağıt bir acayip mekan, anlamsızlık gelip seni ağlar birazdan Birazdan ey şiir Kopar yüreğim, dudaklarıma sevgili olduğun zaman Gözlerim dökülür, sesimde solduğun an Kanar ömrüm, ey şiir Kanarsın, içimdeki yılgın uzaktan. Nedim KARDAŞ |
sözlerin şiir olup şiire dokunuşu
beğenerek okudum
sağlıcakla kalınız