ağacın duasıelin değdiği yerde açan çocuklar anısı biz olalım sokakların suçlama öldüğünü tüm denizleri avuçlarına bırakıp mevsim olurum saklı üstelik saçlarımı da kesmem göğsünden ağacın duasından çalarım rüzgarını es ese bilirsen bensiz bir tarihe... deftere adı yazılan gurbet sevda kavak kavak boy atarken kalemine geçmiş kara bir tahtaya ölür bu vakit hiç yıldızlara ağlamak yakışır mı çıkarma kırbacını hüznün git ne söylersen söyle sokak kedilerine ama kuşların tüylerine dokunma korkunç yalnızlık olur soluk soluk derinden uçmak gibi mesela sonsuz gerçeğe kök salmak toprağa kırkına dokunmak yaşının. sanırım suya düşen duygularda insan yaşlandıkça gençleşiyor ki, yalnız sular mı dağlar ki şimdi akşam ezanında aç avuçlarını bekleyişlerin direnen ömrü/ uykuya yatırdığın tarla kuşları/ sonra git gide bilirsen ruhumun kanaviçesinden. gittin mi/gittim anladım uzun yolculukların yelesindeki seni kentin özlem bakışını aynaya bakamamaya vakti şimdi İstanbul kadar gül belki bugün omzunda taşıdığın heyben ışıklı bir güne. |
Beğendim...
Kutlarım…
........................................ Saygı ve Selamlar..