HÜZNÜ ÇATLATAN EYLÜL
hüznü çatlatan eylül
ağladı geçmişine eski bir güz kesiğine gebe sarıl dediğim akşamlarda sarılmadı bana hayalin oysa avuç,avuç bahar içirmiştim eylüllere sarı bir sıcaklık sarmalarken beni tıpkı bir eylül çürüğü gibi koptu halatları gönül köprümün sığdıramadı koynuna sensizliği ağrıyan yerlerime çaldı rengini anlamıştım o sadece tadımlık bir şeydi boşluğumdan düştü ümitlerim yüreğimden damlayan kan gibi içimin yontusu sızdırır dokularıma iniltisini gözleri kan çanağı olmuş hikayemin güneşin en ateşli halini içirdi bana eylül kalemimin ateşi yükseldi durmadan yazıyor ateş rengi acıya tırmanan halleri var yüreğimin yorgun düşleri var gecelerimin geçmişin dibine gömülse sensizlik terk etse beni hakir yalnızlığım yüreğimin sularına düşsen bir el atsan çıkarsan derinlerde çırpınan ümitlerimi at, olsun isterim ben eylülün sarı dingin denizine düşür beni hüznün dalından kızılımsı bir yaprak misali yüzerek enginlerde bulurum belki seni bana getirecek mavi düşleri Hülya Çelik Dost Kalemden İçimin sarı renkleri Sen kokar şimdi Dokunursun düşlerime Gece benimle ağlar Haydi gel ne olur Ne biçimde olursan ol kabulüm, Çok güzel sevdim Yerin doldurulmuyor sevgilim Çıtı pıtıydın, Her daim aranırdın, Hep kalbimde sevgiler kazanırdın Güzel gözlerinle fark yaratırdın Gel de ne olur kırmızıya döndür dünyamı,,Hasan Çapraz bu güzel dizeler için teşekkür ederim. |
Not: Şiirinize şu an yorum yaparken,yapmış olduğum yorum istemeyerek de olsa '' deneme '' yazısıne dönüştü. Ben de şimdi EYLÜL adını verdiğim yazımı paylaştım sitede de.
Çok teşekkür ederim. Hep sevgililer ilham verecek değil ya.
Saygılar...
EYLÜL
Mevsimlere anlamlar yükleyen bizleriz. Bu mantıkla, eğer tüm insanlar mutlu, huzurlu olacaklarsa, ayrılıklar olmayacaksa, herkesin dilekleri kabul edilecekse, o halde kaldıralım lügatlardan Eylül, Ekim, Kasım kelimelerini.
Hatta Eylül ayında hiç bir düğün yapılmasın, bayramlar da gelmesin, tehir edilsin baharlara.
O vakit boşanmalar, ayrılıklar, ölümler de olmayacaksa çıkartalım hepten Eylül’ü.
12 Eylül yerine mesela 12 ya da 22, aylardan Mayıs ya da Ağustos olsaydı ne fark ederdi ki? Rakamların hükmü yoktur, Nisan ayında olsaydı ihtilal, o vakit Nisan ayını da mı sevmeyecektik ?
Aylara anlamlar yükleyenler de bizleriz. Bir algı yanılması, çokça da psikolojimizle ilgili bir durumdur.Eylül’ü diğer aylardan ayırmam. Sarı sarı kurumuş yaprakların çıtırsını dinleyin... Eylül gecelerinde balkonunuzda çayınızı yudumlayın. Eylül ayında gezin, dolaşın, doğanın o nefis melodisi eşlik edecektir sizlere.Tatlı bir rüzgar yanaklarınızı okşayacaktır, akşam serinliği harlanan ateşinizi düşürecektir.
Şubat’ı da, Kasım’ı da severim. Her bir ayı severim. Lapa lapa yağan karı da severim. Bir genç kızın bembeyaz gelinliğini giymesi gibi soğuk kış gecelerini de severim. Karda yürürken izimi belli etmeyi, bastığımda toprağa, kulağıma gelen o tok sesi de severim.
Baharı da severim, en çok da kırk ikindi yağmurlarını severim. Deli gibi caddelerde, sokaklarda ıslanmayı da severim. Yağmurlarda ıslanmak güzeldir. En çok da aylığımı aldığım günleri severim. Hep severim. Daima severim. Her ayın, her mevsimin kendine mahsus özellikleri, güzellikleri vardır.
İşin sırrı mevsimlerde, günlerde değil. İçimizde. Sevgiyi taşıdığımız sürece her mevsim, her ay eşlik eder bize. Yaz olmuş, kış olmuş ne fark eder ki?
Sevinçleri de hüzünleri de severim. Yağmuru, karı da severim. Rüzgarı, güneşi de severim.
En çok da yalnızlığı severim, başım ağrımıyor.
Az eşya, az insan...
Sağlıcakla.
Vecdi Murat SOYDAN
18/09/2017, Isparta