Çok Bekledim Seni
Çok bekledim seni
Çok değiştim; elim, yüzüm, gözlerim Bana kavuşmayı anlat uzakların kör toprağından Anlat ki bir daha yazılmasın hiçbir şiir Anlat ki beklediğime değsin sesin Değsin ve incitsin bir bir yaralarımı. Fesleğenler unutuldu, pencerelerin hasret şahitliğinde Karanlığın kabilesinden ayrıldı zaman Kanayıp durdu yalnızlığımın kuyusunda su Oturup ağlamak da dokunuyor artık Saçların ömrümün isyan kavı, beyazın gül sesi Ve ben seni çok bekledim Çok değiştim; kalbim, ruhum, aklım... Öyle dinç, öyle kavi kalmış ki aklımda Yüzünü buruşturup yüzüme attığında Kime baksam gözlerim eksiliveriyor Karanlık deli bir anne, yanık bir nida Ne körüm ne de bilinçsiz bu uğurda Çok bekledim seni, öyle eksik öyle kopuk İti bağlasan durmaz bu kahırda. Çok bekledim seni Kol gezerken gecenin mahreminde sakat fikirlerim Adımı hatırlamak için adına iliştirip sürdüm Kahrımın topal atını Aklımın çürümüşlüğü bir garip imge şimdi İçinden çıkamadığım Faydasız azıklar yükleyip bıçağın kör sırrına Keskin yüzüne onurumu bağışladım Bağışladım seni de kendimi de Seni bana verip sonra unutan kentimi de. Seni bekledim Gülüşündeki sabahı zincirledim yağmur şarkılarına Bekledim, herkes döndü geriye Hep kar kış, hep bir yas havası soluğumda Dönenlere adaklar sundum sayrı uçurumlardan Çiçekler kopardım, bulutu sürdüm yazgılarına Sen gelirsin diye bir umuttur şuramda Yenilmişliğime küsüp dururum. Nedim KARDAŞ |
Duygu dolu güzel dizelerdi
Kurtlarım