Keşkeşöyle dönüp baktım gökyüzüne gri bulutların arkasında ellerimi uzatıp açığa çıkarmamı bekleyen güneşe olmaz dedim bu sakin yürüyen atın ayaklarıyla durup nerdeyse seni indirecek yere nerde yere basacaksın belirsizken ineceğin yer yetişmek zor kuşların hızına arkalarında bırakıyorlar beni henüz güllerin dalları kuru bülbül sessiz bir çığlığın sessizliği bozmasından korkuyorum bir sürü koyunun aç bîlâç yazıya salınmasından talan etmesinden ayak değim her yeri çocukların oyunu bırakmasından korkuyorum bulut gibi evlerin de yüzleri ağladı ağlayacak sanki kimse sokağa çıkmıyor evlerden dışarı burnunu henüz ininden çıkarmamış ayı kocaman ayakları kaparsa çıkış yerini başını örttükleri bile boşa giderse kızların gezerlerse ortalıkta deli deli bir kocanın gagasından kurtulup uçmaya kalkarlarsa yağdı yağacak bulutun mart huyu nisana el altından bir mesaj bırakmak mümkün mü yüzü güleç olsun, güler yüzlü çizilmiş bir bebekten daha canlı gölge de güneş de gireceği kalacağı yeri bilsin ağaçları kesen eli kesse bir el de ölüm var dese, ölüm elinizde duysanız canlıların sesini sesiniz ahiret sorgucu olsa keşke inandırdığınız kadar inansanız güneş daha orada yerinde misin? 30.03. 2017 / Nazik Gülünay |
yağdı yağacak bulutun mart huyu
nisana el altından bir mesaj bırakmak mümkün mü
yüzü güleç olsun, güler yüzlü çizilmiş bir bebekten daha canlı
gölge de güneş de gireceği kalacağı yeri bilsin
ağaçları kesen eli kesse bir el de
Sevgilerimle
Kalemin daim olsun