Bahar olsa baharne güzel soluyorsun bahar, gelirken ılık nefesini içimde duyuyorum hayata yeni tutunmaya çalışan köpeklerin sokağında sonra bir deliyle boy ölçüşmeye kalkışanların aylak turlayışlarında kenti seçmeye çalışıyorum Atatürk parkında uç vermiş mi yeşiller erken erken tomurcuklanmış mı bahar soluğuna aldanıp evlerin önünde zerdali ağacı sana mı kanayım bahar, yaşanan acılara mı gülmeyi unutan dudakların büzülüp durması düğüm atılmış torba gibi çevreye saçılmış zehir sözlerin kapıyı kilitlesen TV’den içeri dalması sesini ört bas etmek isteyenlerin çoğaltılmış sesleri geri zekâlı diye haykırması adeta tekrar tekrar ekranda görüntüleriyle yeniden doğurtmak istemesi k’oyunları erken gelmeye çalışan bahar filizlenen dallar olsa koynunda gülerek izlesek açışını her bir çiçeğin bahar, bahar olsa ne olur, şu sisler kalksa olduğu gibi görsek herkesi, çıplak üstündeki kirleri, lekeleriyle tüm saklıdakiler çıksa ortaya bir açılsa sandık, sırıtmasa maymun bütün dişleri dökülse de meydanda yıkılsa salon meydan! ipte yürümek zorunda kalmasa cambaz 02. 03. 2017 / Nazik Gülünay |