Elifim düzdokunmayın bana ince tülden nazik kanatlarım güneşle rengi güneş, denizle deniz yaprakların arasında yemyeşilim bir kurttan daha yeşil ağaçtan güçlü takılmasın bir dikene, yele, öfkeye o savruk kanatlarım kendi rüzgârında mutlu çiçek çiçek umutlarla dolu göğsüm havam yerinde benden yükselirken biri dokunup yere çalmazken özgür özgür bir dünya var sayarım bir prenses edası var bende elifim düz kıvrılmam beye paşaya, kanadım ince sevdaya düşen benekler var orda saraydan çıkar gibi çıkarım kulübeden kır çiçekli bahçem yeter de artar bile rüyalarımı süsler bir çiçeğin açması penceremin önünde görürsün önünde balerin kollarımı açtığımı ince ayaklarım ritminde müziğin kaç kez dolaşırım üstünde dünyanın iyi güzel kötü çirkin vahşi yumuşak ne varsa yaşanan çizilir kanatlarıma kırar putlaşmış düşünceleri yere değdiğinde kanadımın ucu yere değdiğinde kanadımın ucu dokunmayın bana benden havalandım ben beyaz bulutlarla bir arkama almışım güneşi, dağları, yolları hem arasındayım insanların hem bakıyorum kuş bakışı öyle inciniyor ki düşlerim bazen bakışlarında şimşekler çakınca göğün, sevdiğim adamın üstesinden gelirim diyorum bu narin kanatlarla üstüme yuvarlasalar da dünyayı.. 01. 03. 2017 / Nazik Gülünay |