İçime Değme
nice yâslı gelip
dört duvar pusatını kuşanmışım acına en yakın vakittir artık geçmiş günler bir akşam üzeri yoksul bir gülüş daha kuytulanıyor kalbimin kimsesizliğine çoktan umudumu yitirmişim ellerinden gâyrı kimseye güvenemem sonsuz bir boşlukta dağılıyorum kan damlıyor baharımın sevincine sebepmiyim bağrımdaki isyana göğümdeki bütün kuşların intiharına bilsen hâkikat sende oysa âh körpem de hele bir umut kaç yara eder yada kaç yara bir umuda eş değer var gibi yoksun d/ağlasam gözümü gurbetine yok gibi çoksun âh kader seninde seninde gözlerin kör olsun umudumu kestim bileklerimden çoktan haber ver bütün izlerine yaslanarak bir dağın yamacına düşünürüm yürek vuruşumdan tutta bütün korkularıma düşünürüm hasret edip seni sigaramın dumanına seven neden bahtiyar olmaz sen söyle ey garip türkü bir ağıt tadında yanağın ıslanınca uzaklarda kan damlıyor karanfilimden damla damla âh körpem bahar ne kadar da sen ölüm ne kadar da güzel bahar kokuyor ben senden böylesi habersizken avazım çıktığınca gırtlağım yırtılıncaya dek haykırmak istiyorum karışsın nefesim nefesine bilsen ki nasıl eskittin beni kederinle hiç bir şeyim gibi herşeyimsin artık mürekkebim bitmiş söz hükümsüz kalmıştır tuz buz olur yazdığım her şiir ellerimde sakın sakın içime değme |
Apansız kapanan kapılar örter umutlarımı
Hiçliktir aynadaki suret-İ resmin
Akıp giden Zamanı erit avuçlarımda
Tüket göçtüğün ömür damarlarında
Korkularını
Yüreğinize sağlık
Çok hoş bir eseriyorum