Vuslat
akşamı gömdüm
ve bütün sabahları da elektrik direklerine tünemiş kuşların ve toprağın bahar sancısında ki umudu neredesin ırmakların dilinden ağladığım neredesin ey acı yüreğimin her usul vuruşunda hiç durmadan büyüyor hasretin adın geçiyor kanımda ağıt t/adıyla yolun s/aklanıyor bir dağın dağ gibi duruşuyla senin çıkmazın benim kaderim işte alnımda nasıl silinir koca bir ömürden bir sen etmeyen bu yazgı anlatsana vuslat dar vakit ölüm şafağıdır uyanmak sensiz her yeni sabaha çiçeklenmeye durmuş şiirin ardı sıra kan kusuyorum nicedir kahrolası adına böylesi yorgun ve perişan bu yürek hangi güne durur yürüdüğüm incecikten bir yol iki yanı dost y/arası gitmek mi yoksa kalmak mı zor yaz ey çelikten sert kalem karalayıp son kuraklığımı yaz serinlik getiren bir yağmurun telaşıyla benden seni aldın yokluğunla yaz adımı artık dalgın bir mezarın baş ucuna |