Çatlayan Karanfil
kirpiğimin yasından sen düştün karanlığın ortasına
yine hangi sabahın boynuna hıçkırığımı düğümleyeceğim bu yalnızlık diz boyu bildiğin gibi değil elini kalbinin üzerine koy ve gözyaşlarımı dinle gecenin hüznünde sönük yıldızlar geçimi yıkılmış umut harabelerinde bir uzak var ki kendimce bize ait olmayan ve hiç bağışlayamadığım hatırladıkça acıtıyor içimi hatıralarımın küllerinde ateşten gözyaşları yitip gidiyorsun kalbimin suları çekilince ve kundaklanıyor acın sonsuz kere yalnızlığımın beşiğine bir kuşun uçmasında ve baharın o âmânsız muştusunda bozgun vakitlerin yorgunuyum gülüşüm mağrurlaşır sırtımda ki bıçak izlerinde henüz altın çağında yaşamın ve henüz buğusunda bir ayrılığın yüzümde hatıraların hüznü bir kavuşma kuraklığında ve günü geçmiş bir şiirin çaresizliğinde kimin harcıdır yağmurları biriktirip beklemek göğsümde çatlıyor yine bir karanfil |