insan ağlamayı da hak etmeli
kendi ölümünü kabullenen bir kalbin
yani ateşin tam orta yerinde emanetimdin haklı bul kendini gidip kaybettiğin yerde bak söz açmış kanatlarını buğulu vede ıslak hani dönüşü var eden koymuşsa yokluğu günahın boynuma sensizlik sanki cehennem düşün beni ki sensizliğim her gün bıçak gibi dayanır kemiğime geçiyorsun bir vakit duvar bir vakit kör bir vakit sağır taş değil inan acı yerinde daha da ağır ne diye bilirsinki yalnızlığın soğuk yüzüne bazen kalbindeki ne kadarda uzaktır insanın kendine üzüldüğünü söyleyemezsin incindiğini de sevmek vazgeçmekse hangi harften kavuşacağız ey söz sen söylesene hiçliğin ağırlığı omuzlarımda ben çıkınca aradan kırık bir aynada ne dündeyim artık ne de yarında sadece ardından sürükleniyorum dolmayan bir boşluğa gün olur senden sorulur bu âh unutma gözbebeğime ateş gibi değdiğin yerde ay şahidim ve gece küllerin süzülürdü yanağımdan savrulmuş bir ömre yazmazsam şayet derdim içimi zaptediyor dibine vurduğum mısralardan düşüyorum her şiirde ayak izlerine dünya üstüne geldikçe insan daha çok göçüyor kendi içine yüzümü döke döke adını yüreğime astım son kez sevmek mi ölüm kokan bir yaz yağmuru artık sadece |