özlemek buysa
hep aynı umuda koşardım
yalın ayak güneş hep aynı yönde doğarken odama sıcaktı en az senin kadar sıcak ki... ben ılıman bakışlarında biterdim gün biterken kirpiğimin ucunda derin bir sessizlikle inerdi gece ayazlarını saklarken bağrında donardım deniz daha haşin olurdu bu saatlerde döverken kumsalını acırdı ellerim ve özlerdim seni teleffuzu olmayan cümleler boyunca oysa ki.. ne çok gül kokulu mektuplar yazardım sana bazen iki damla göz yaşı en çok da kalbimi bırakırdım ıslak sayfalarıma sen anlamazdın anlayamazdın ben susardım kana kana içmek vardı oysa ki aşkı ama gözler bir başka bakardı umutsuz yarınlara ve ben ağlardım içime sığmazdı sevdalar ve gün penceremde yerini almaya hazırlandıkça ben nöbet tutardım kaskatı kesilmiş soluğumla ve çekilirken duvarlarımda gölgelerin kalırdım bir başıma susardım dilime küsmüş kelimelerde arardım seni satır satır dizmek isterdim lugatımda anlatmak isterdim seni sana başaramazdım oysa ve gün.. geceyi ve seni özlemekle geçerdi güneş batsa diye esir alırdım gök yüzünü bakışlarımı çivilerken ufuklara odalarım gecenin ayazında soluklansa diye düşler kurardım her düş ertesi ve güneş hiç doğmasa ki..hep kalsam hayalinle baş başa ellerin gözlerin dudakların yangın yeri olurdun bana usul usul yanardım yanarken susardım seni seyre daldıkça ve eğilip bir buse alırdım yeni tomurcuklanmış yanağından ılıman bir mevsim kırıntısı o rüzgar saçlarını okşardı ben için için kıskanırdım oysa anlatamazdım sana ve ben zaman kaskatı kesilse diye gün boyu dualar ederdim ve gece penceremde hep kalsa ki tenim tenimde yol aradıkça yarınlara umut çalsa kapımızı ben kim o demeden kapıyı açsam uyanmasam yokluğuna ay/su |