sustuğun ölümŞiirin hikayesini görmek için tıklayın bu acıya
ölebildiğimce ben düşsem yine de yaşarmıydım sensizliği...? bu acıya düşsen sende yanarsın ki unutulmuşluğun ardın da efkarlar bilirim ansızın gelip insanın içini bıçak gibi deşen en çokta yalnızlığın dokunur savrulan yanına sende bilirsin giden hep unutur söz uzağa varmaz anlatamaz bekleyenin gözlerinde ki esareti kavuşturmaz hasrete hasreti bu acıya düşsen usul usul seni de yakar çiseleyen yağmurun sesi hani dağın yamacında dursan bir dağın yamacında bir dağ daha var derlerdi dağlar içini kime dökerdi bilmezler be canım yol yokuş olur dert seninse zaman asır kim anlardı ki seni uzaktan uzağa yaralığı yüreğin hangi yükü taşır sonra biz bizeydik gecenin nankör tarafında günler elbetteki doğuyordu zehir zemberek ama ibaretin yokluğundu baktığım her aynada bana kalsa ağlardım dâhâ dal kırıldıysa ciğeri yandıysa insanın diyor ömür rüzgarı neyin penceresidir artık kifayetsiz kalan her bir söz? bu acıya düşsen kendini arardın inan etinle tırnağınla bu acıya düşsen ezber ederdi adımı inan sustuğun dudaklarının ucunda ölüm |
Bu yeni yazdığım söz bu harika şiire hediyemdir,,
mutluluklar şiirlerinizden damlasın şair