Okuduğunuz şiir 26.1.2016 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
YİTİK AŞKLAR ANTOLOJİSİ
/Tozlanmış kitapların arasından "satırlara yarım yamalak iliştirilmiş insanlar" dökülüyordu …/
I. İki Sevgili Biri kendi gölgesine sobelenmekten korkup yüzünü kalabalıklara gizliyorken diğeri tüm gölgeleri kendi gölgesi gibi giyinip tekinsiz yerlerde alkış arıyordu Bıraktıkları yara izlerinden tanıyorlardı birbirlerini Vücut dilleri de replikleri de farklıydı Bu yüzden soyunmadan dertleşemiyorlardı
II. İki Sevgili Biri saçlarının arasından kocaman bir şehir çıkarırken diğeri boynunun kenarında taammüden öldürülmüş dudak izleri saklıyordu Karıp karıp yeniden dağıtırken kağıt destesini her oyun bir kurban sunuyorlardı tanrılarına şans getirsin diye Garip mantralar ekledikleri ritüel eşliğinde Amel defterlerinin sayfaları arasında tutamadıkları sözler çoğalıyordu Bir el daha ….. Bir el daha ……
III. İki Sevgili Biri ayetleri kendi kafasına göre devirirken diğeri günaha bulaşmış elleriyle harekeleri siliyordu Ateşe yaslayarak birbirlerini Mürted ilan ediyorlardı vahiy almış gibi Kiramen Katibin ağlayarak yazıyordu cürümlerini
IV. İki Sevgili Biri güneşin kirpiklerini siyaha boyarken diğeri gecenin saçlarından rüyaları silkeliyordu Gözleri kapalıydı en sağlam yeminlerle ve dudakları kilitli Saklanıp müphem hallerin gizli köşelerine yağmalıyorlardı yardım çığlıklarını Eşkıya gibi
V. İki Sevgili Biri şişelerin arasında kalabalıkları isyana teşvik ederken diğeri isimsiz mezar taşlarının dibine insanları istifliyordu Ya kuru sıkı cümlelerle tehdit ediyorlardı gelmeyenleri ya da şehrin suçlarını temizleyen mazgallara sürtüyorlardı bileklerini Durup durup acıkıyorlardı slogan atmaya Çoktan unutmuşlardı kimlerin bağladığını küflenmiş cümlelere iplerini
VI. İki Sevgili Biri mecali yitik parmaklarıyla kendi bedeninde geziniyorken diğeri hayallerini metalik tonda ayaklar altında arıyordu Acele yontulmuş heykel gibiydi bakışları Ne zaman tenleri acı/k/sa serenatı boş verip birbirlerine geçirip tırnaklarını köpekler gibi hırlaşarak sevişiyorlardı
/Pencerelerin kırık yerlerinden iğfal edilmiş insanların gölgesi düşüyordu kaldırımlara …./
Özgür SARAÇ / Râzı 26/01/2016Denizli
İltifatları için seçki kuruluna ve şiirime gözlerini süren tüm dostlara en kalbi sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Çok teşekkür ederim...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YİTİK AŞKLAR ANTOLOJİSİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YİTİK AŞKLAR ANTOLOJİSİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ne yazık ki, günün şiirinde güzellik, incelik, zariflik gibi nitelikleri bulamadım. aslında daha ilk dizelerden bir şırıltı başlamalı şiirde. ses çok önemli. seçilen kelimeler maalesef şiiri kırıp dökmüş sanki. örnekse; metalik ton, replik, ritüel,eşkiya, kuru sıkı cümle, acele yontulmuş heykel...vb. bu sözlerin kimi klişe kimi de yerine hiç oturmamış.
şiirde ses seçilen sözcüklerle sağlanır. sesi paldır küldür çıkarmak şiire yakışmıyor. bazen sert şiir vardır, atilla ilhan, nazım hikmet, ahmed arif gibi ustalar bunu başarıyorlar. sertliğin de ahenkli bir gürültüsü olmalı.
kısaca, şiir üzerine daha çok emek gerekir diyorum. naçizane...
aşk'artıkları ya da aşk katilleri ya da boyu aşkın paçasından küçüklerin aşk ! oyunları belki bir sonrakine bu sefer tam tersini yazarım :-) ve yine bencesini... teşekkür ederim dostluğunla hep ve dahi dostluğumla...
başımın tacısın her zaman beklerim istediğin çay olsun lakin laf olsun diye değildi zaten kelime kurgularıyla şiirler yazılır lakin kelimelerin altında okyanus gibi derinlikte asıl şiir sende bunu güzel yazıyorsun kabuğunda bir inci misali şiirle kal efem..
aaa olmaz öyle oynamıyorum falan :-) gelicem bi çayını içecem ve yeni oyunlar dökecem önüne ister oyna ister oynama hayat oynamadan geçer mi ya hu :-) iltifatlar utandırıyor Usta yapma böyle :-)
başımın tacısın her zaman beklerim istediğin çay olsun lakin laf olsun diye değildi zaten kelime kurgularıyla şiirler yazılır lakin kelimelerin altında okyanus gibi derinlikte asıl şiir sende bunu güzel yazıyorsun kabuğunda bir inci misali şiirle kal efem..
Bazen çocuk olmalı -belki hep öyle kalmalı- gerçekleri boya kalemleriyle kendimize göre çizmeli boyamalı sıkıca inanıp tutunmalı (mı) daha güzel olurdu belki.... teşekkür ederim mutluluk mavi çocuk
An itibarı ile 18 kişi beğenmiş, 200 kişi okumuş ama tek yorum var.
Kaldı ki şiir sitelerinde şiir/şair pazarı oluşur. İmalatçı, ana bayi, üst bayi, distiribütör, pazarlamacı, alıcı, tüketici ve saire hepsi şairdir. Şiirle bu denli uğraşılan bir yerde şiirin bu kadar öksüz bırakılması acınacak bir hal. Piyasadaki tüm dinamikler adına acınası bir durum...
Şiiri sevdim. Sade anlatımı arı ve duru akışı ile, anlatım bütünlüğü ile gayet güzel...
tam da böyle anlamıştım da biraz farklı yaklaşmıştım ben de....hatta insanın değer verme vermeme konusundaki ilginç durumu bile aklıma geldi yorumu okuyunca aslında şaşırtıcı da gelmiyor bana bu durum insana -beni de dahil ederek söylüyorum- değerli bir şey ya da hakikati verdiğinizde o atalarımızdan böyle gördük deyip hakikate ya da değerli olana yüz çevirmiyor mu kendi değerlisi sadece değerli olan ederi olan diğerleri hiç ya da sen bana ben sana sürecine kurban. yahut şöyle de bakılabilir mi insan dediğimizde bu gün dili ile davranışı arasında uçurum olan varlık gelmesi gerçekliği. bana uzun zamandır ben insanların ne söylediğine değil ne yaptığına bakarım dedirten bir durum bu söylediğiniz zaten bu yüzden şiirimi şiir kendimi şair yerine koymuyorum ki bahsettiğiniz bataklıktan kendimi kurtarayım gölge gibi geleyim gideyim ve dili ile davranışı arasında uçurum olanlar listesine girmesin adım kendi adıma şiirin yaşam tarzım olup olmamasını pek düşünmedim gelirse bir şeyler yazarak kusarak doğurarak rahatlama çabasındayım öğrencilerime şiiri sevdirmeye çalışma gayretim şiirin hayat tarzları olmasından öte akletme hissetme kabiliyetlerini çıtalarını yükseltme amaçlı böyle bir amacınız olduğunda bahsettiğiniz dil ile davranışı arasında uçurum olanlara sadece tebessüm ediyorsunuz -sussam mı artık :-)- tekrar teşekkür ederim ve anlayışımda eksiklik varsa bu yazarak anlaşabilmenin zorluğundan ve kapasitemin yetersizliğindendir samimiyetimle söylüyorum .....
Ben şairin isimi, ünü, ne düşündüğü; kendisini şair hissedip etmediği ile ilgilenmiyorum. Hatta şiiri de önemsediğim söylenemez. Piyasa ile alakalıyım ben. Şiir/şair borsasıyla. Herkesin şiiri çok önemsediğini iddia edip hiç şiir okumamasıyla alakalıyım galiba.
Yine yanlış anlaşılırım korkusuyla diyorum ki: kime sorsan şiir onun için yaşam tarzı, şiiri onun çocuğudur falan... Ve fakat başka şiirler, başka şairler çok da umurunda değildir. Hasletlerimizin değişip dönüşüyor olmasıdır asıl sorun. Gerçek hayatta insana ne kadar değer verdiğimizle alakalıdır insana ve şiire olan hümanizmamız.
bazen LaEdry ortaya koyduğunuz her neyse değerini pek bilen olmaz bazen ortaya koyduğunuz can acıtır değerinin önüne geçer bazen değerli değildir öyle gibi görünür bazen... bazen... aslına bakarsanız size katılmakla birlikte kendi adıma üzgün değilim şiiri insanlarla çıkarcı ilişki için kullanmıyorum şiiri tanınmış olmak bir yer edinmek pohpohlanmak alkış almak için kullanmıyorum .... şiire benzer bir şeyler doğuruyorum ve yuvasına bırakıyorum isteyen gelip öpüyor gözleriyle istemeyen gelmiyor belki ortaya koyduğum şiir bile değildir ki şiir bile olsa ortaya koyan şair değil yeminle.... bir de şu var ben mesela sizin şiirlerinizi takip ediyorum bir çok sevdiğim şair arkadaşımın satırlarını takip ediyorum ama haberleri yok çünkü bir iz bırakmıyorum sessizce gelip sessizce gidiyorum yeni gelen dostların şiirlerine falan hep bakıyorum galiba insanlar o bana gelmedi ben de ona gitmem telaşındalar :-) konuyu uzatmayayım.... şiir hakkındaki görüşleriniz için de ayrıca teşekkür ederim
Kalemin susmasın
__________________________________Selamlar