kapıları masumiyete açılmayan şehirler"bizim gerçeğe kavuşmamak gibi bir ergen eylemimiz vardı hayallerde kaybolmaya çalışmak gibi bir takıntımız" defnedilmiş bir dolu arzu kalıyor koyu gri kapının ardında çıkmaz sokaklar ağlaşıyor sarı benziyle uyuyan mezarlara meczup bir ses fısıldıyor "ölüler öç alamaz" bildiği tüm masalları unutuyor toprak o an kanter kuşlar yetişiyor uzak diyarlardan herşey kaldığı yerden devam etmeli diyor tanrı gülyor acı tüm ürpertisiyle dağılıyor tenine kaba saba tüm kelimeler kimsesiz ağız boşluğuna doluyor yutkunamıyor yutkunmak mümkün olamıyor tanıyorken celladını yarayı kanatarak söylüyor dili o muhteşem şarkıyı tüm çocuk öyküleri satır satır yok oluyor işleyeceği cinayeti düşlüyor kırılgan gözbebeklerinde yuvalanırken aç karıncalar meşru bir el tutuyor şarabı kırmızısından en muhteşem haliyle koşarken karanlığa kanla sulanmış çimlerde arıyor kelebek yuvalarını üzerinde yalınayak koşacağı bir dünya düşlüyor elleri ceplerinde uzun ve kimsesizlikten yorgun o daracık taş yollardan geçiyor ıslığı tutuşturuyor rüzgarın koynundaki kumları kaybederken şehrini belki yogun bir kemanın en akortsuz telinde saklanıyor "keman ne narin seçenek" yarımyamalak ölüyor belki belki tam ölüyor kapanırken kapılar sabaha Belgin ERTÜRK |
Hoşa gidecek duygular toplamı.
Beğendim.
................................. Saygı ve Selamlar...