ÇAM AĞACI
Duvardaki takvimin yaprakları direniyor ,
sayılı son bir kaç gün kaldı tükenmeye istemesekte bizler yaşlanıyoruz ömrümüzden bir yıl daha kayıp gidiyor ne yazık/ki çok çığlıklar duyduk bu yıl içinde kan barut içindeydi kentler insanlar kuru bir ekmeğe muhtaç edilmişlerdi günlerce dalgalar kıyılara köpük diye insan vurdu yollara sürgündü açbehilaç çocuklar ,kadınlar emperyalist ülkelerde ise hummalı bir alış veriş bir hediye alma maratonu var dağlarda ,ormanlarda kesildi sıra sıra yeşil çamlar yapraklarıyla filede üstünde etiketi mağazalarda alıcı bekler. Sokakları süslüyor bu çamlar bizim kapı önündeki meydanda_da süslendi büyük bir çam ağacı bir kaç gün sürmedi yere serdi fırtına köksüzdü çünkü ,tutunamadı koca bedeni betona ertesi gün , kamyonetin arkasında yeni bir çam getirdi belediye işçileri eskisinden biraz küçüktü bu Kaş’la göz arası ne çabuk ektiler ağacı betona sıra sıra dizdiler üzerine lambaları Işıl Işıl aydınlattı yeşil ihtişamıyla balkondan bakınca dedim nede yakışmış yeşiliyle bu meydana sanki giymiş eski yıllardan kalan kloş maksi lambalar parıldıyor yeşil dallarında gelin teli Gelene geçene gülümsüyor şimdi çam ağacı Bütün gece etrafında içiyor sessiz dertli meydanın akşamcıları eski yıla hiç bir şeyden habersiz gün sayıyor yeşil çam ağacı Bilmiyor yeni yıl gelince süsleriyle hoyratça fırlatılacak kapı önlerine Daha sonra toplatılıp şöminede yakılacak odun diye .../ |
gözler önüne sermişsiniz tebrik ederim