EŞKİYAYIM
ellerim ceplerimde
solyanım sılada kendim gurbet eldeyim yürüyorum gurbetin sisli ıslak sokaklarında artık sek sek oynamaz düşlerimdeki yağmur yüzlü çocuklar rüzgara güneşe küstüm üzgünüm çok üzgünüm eşkiyayım gurbette bu gün kâr’ım bu gün Erzurumda yüreğimin tapyasında lapa lapa kârlar var gözlerimde serseri şimşekler öfkeli kıvılcımlar çakar ey sürgün coğrafyanın çocukları üstüm başım siz gibi şimdi nasılda pür/naçar sûrun sokaklarında figanım yüreğinin kanat seslerinden ıssız bir bir köşe bulsa uyur sonsuzluğa meşakatli çok meşakatli bu hayat perdesi dramlarla dikilmiş mermilerle delik deşik süzülüp geçiyor hayatlar çile çile dert dolu dolap yüküyle geçip gidiyor . hüzün ise atmış demiri Ege sularına kıyılara savurmuş rüzgar paçavra can simitlerini damla damla eririm düşerim sulara üstüm basım ıslak üşüyorum ne çok üşüyorum saçlarıma tutunmuş sarkıtlar sanki Palandöken kışları yol tükendi yıl tükendi sulardaydım, sûr/ lardaydım bu gün .. düştü yüreğime tonlarca çiğ tir tir titriyorum bu gün .. Bir yanım Ege kıyıları, Dağ Kapı diğer yanım, Karda kan izleri, Üşüyor dört bir yanım... nurcan |