Aynadaki aksime
Sana beyaz bir güvercin gönderiyorum.
Kanatları sedef kakmalı bir de çakı. Bana suskularını kes; canın yansın,acımalısın. Bana en azıksız halleriyle ulaşsın bütün kanserli yanların. ’Eyleşme tabip garip hallerim uğurlansın’* Gölgeni düşürdüğümde kağıda başımda esrikli bir sancı. Nedendir bilinmez her hançer darbesi kan sıçratır. Bana en gözde aynanı yolla; ruhumu yansımalarında yakmalısın. Ey kara haber, baldıran zehri ve kutsanmış tüm bakireler! Bana serinliğinizden bir tüy! bir tüy gönderin ki; içimin yareleri gıdıklansın. Ey kırlangıçlar şahı beni kuşsuz bırakma! Öte yanım haber bekler. Gün ortası hülyaları beni paklar. * Kim söylemiş bilmiyorum. |
sürüler halinde ölüyüzcü
o duman yürüyüşçüler
hiç dinlemediler
oysa kadın
yaşlı bir çınarın karnından girip
bir bilinen olmadan bilecekti bu sefer
içte suslanmış bir adam
elinde çakısı
kesecekti belki de ihtirası
peki az mıydı
bir boynun ve dahi koynun hatırı
sonra kırmızı ağlayacaktı
başka hangi sese yazılabilirdi ki bir acı
Selam olsun her şeyin sol yanına..