aşkar
milattan önce miydi seni ilk görüşüm
yoksa sonra mı gözlerinde ela bir bezm-i elest cennetten kovulan ben miydim yoksa Muhammed miydi orumcek ağlarının ardındaki kuma saplanirken suraka tedirginken lat menat uzza mekke kaynıyordu dumanları medineden gorulmekteydi.. anadoluda halk toplanmaktaydı kar yağıyordu ahmed arifin şiirine nataşaları pazarlarken sosyalizm kendi evlatlarını harcamaktaydı kapital dünya dilimi yaralamıştı bir isyan kara kıtanın esmer çocukları kendi ruhlarını kemirmekteydi afrikada elmas tozlarının arasında ırmaklar boyuna yanlış yol haritası taşıyordu tütünü unutmuştum fay hatları cebimdeydi mektubun cüzdanımda terlemekteydi sen durmadan ağlarken washington ağzını dayamıştı ortadoğu kuyularına dinibütünler tekirdağ rakısına yusuf kuyuyu zuleyha aşkı terk etmişti kanayan bir ur yalımı gibi patlıyordu ortadoğu tam ortasından.. ikbal miydi tutan elinden zarifoğlu mu ne fark eder ki edebiyat fetretteydi aşk kelimelerde çocuklar panzerleri dövüyordu kurdistanda üşümekteydim cizrede nemli bir otel odasında valizimde gazali’yle kafka göz göze ağlamaktaydı baz istasyonları ve yollar ölüme uzanmaktaydı istanbul çalkalanmıştı hükümet sarsılmıştı sosyal medya sallanmıştı ayakta dikiliyordun öylece gözbebeğinde binlerce mana yaralı dilimden başka ikramım yoktu suçluyduk herkes kadar herkes kadar suskun suriye miydi cinayet mahalli filistin mı arakan mı yoksa Kürdistan öldürülmüş binlerce çocuk gülümsüyordu sessizliğimizin tam ortasından .. |