gitünlemli cümlelerden korkular ve küflü pişmanlıklar biriktirsem de kahramanlığımla birlikte başlar kırmızı güllerden ve bayat sözcüklerden ördüğüm kadın yüzünün ölümü.. ah sevgili göğsüne haylaz bir aşık yakıştırdım diye aşk bir serap gibi hınçla devrilir üzerime kırgın bir nehir gibi üşürüm yatağımda bu sayrı gecelerde git! git ve unut beni.. galip bir ordu gibi ikircikli ve onurlu adımlarla yürü içimdeki hazin hikyayeyi git eşiğimden vakarla vuslatsız aşklar için yeni bir hayat bulmaya git hadi ne duruyorsun gitsene sevgili dışarıda üşüyen rüzgarlar var unut beni.. gazze resimlerde kalsın ölü çocuk gözleri ve bombalar şehvetin döngüsüyle süslene dursun hayat belki; ben de ellerimi bir başka sevdada unuturum -meryem, sara, ya da züleyha belki de sen bir ölüydün sevgili bir freskin yüzünden yonttuğum firari bir sevda gibi ceketimi alıp giderim kırıklarıyla oyalandığım kalbinden evet hüzünlüyüm kediler bile güler ardımdan artık geçmişe de inanmıyorum çünkü yaralı bir kürdüm ben sesim güzel boyum kısa ve artık aşktan yoksun bir ağızla öpeceğim herkesi yeni bir devrimle şenlenince dünya haydi git! git ve unut beni ben düşerim umarsız budanmış ağaçlara öykünen şiirlerden çünkü büyüdün ve sen büyüdükçe hüzünden tandırlar kuruldu içimde sen büyüdükçe uzaklaştın benden kaldır başını ve git akdimdir bu: beyaz alevler kemiredursun içimde hayat ve ölüm sen ne zaman gülümsersen ben arafta olurum gülüm.. |