ve Eylül giderken bir yaşamakŞiirin hikayesini görmek için tıklayın güz kokusu
çok fazla susmak öldürür beni
nefesimin yettiği kadar ayrılık ölüm kadar sevmektir seni yaşamak şimdi hiç ölmeyen o mezar gibiyim tenimdeki bütün düş perilerini/ melekler ülkesine uçuruyorum inan sevmeye doyamadığım bu ecel senin için hangi yüz eriyip gider ki dudak kıvrımında tebessüm gamzesine yığılmışken acı karmaşık bir hikaye düşer gözlerimdeki yüze her kadın gülüşünde saklar "aşk" nafakasını ağlarsam ölürsün can"ım yosun kokan rüzgarı çağırırken bu Eygüz demi çatlar yüreğimdeki bütün düş cennetleri tutsak bir özlemi bırakıp uykumun kıyısına üzülürüz gecenin ışığıyla baş başa kalınca özleriz biraz seni kapanır kapılar ellerimin yüzüne ellerin ki yüzümün son hayal perdesi saatler her altmışta ayaklanır mutlaka yürüyüşe çıkar yüreğimin illegal düşleri hangi ağlamak iyidir bu dem kaderim söyle hemen o buluta dolayım yada susalım kavgamızı uslayıp yüreğime s-inelim bir sızının içinden göçer gece kuşları içimden mimoza yağmuru gibi düşerken gözlerin kaçıncı mevsimin öcünü alabilirim sen(eler)den geçmişin elleri okşarken seni bir tarih gibi yıkılır gözlerimin sırat köprüsü yol ortasında bir mahşeri meraktır sevmek sesini dedim bırak yok olsun bu hesaplaşmak demi yeşersin oyulan ağaç kabuğun da sararmış yüzüm sesler seller ve ıssız kentler kadar yağmursuz ve son güzüm hadi sevildiğim avuçlarını ıslat gök yüzünde üşüyen güneşimin kavruk kelimelerimi biriktir yağmurun ellerinde her ayrılık sıcaktır biraz ve nemlidir toprağa dökülen bütün bulutlar ısındıkça içimin gecesi üşür elimde çay ve demlendikce acı bir dudak lekesi olursun yar gemiler kalkar bu telaş sokağımdan şimdi insanlar ki gemiler kadar susuz bir kara parçası savrulur toprağa korkunç bir günah gibi eylül"e gebe kalan her tohum ve ağrılı feryatlarını bastıran yer yüzü hesaba çekilecek birazdan bütün kuşları yuvasızlaştırdı zaman nefesim yetmiyor kalbimde biriken düşlerin yaşamasına sabahın ışığı yalan yalan karanlığın içinden süzülen bu an avuçlarımızda iz sürer sürgüne düşen kuşlar aşkın gök sesinden göç edeli beri öldüler bütün aşk çocukları belki vefanın koynunda erimiştir yüreğim belki tutar içimde kalkan gemiler kıyamet sabahını unuturuz biraz acı çekmeyi belki babasız kalan son gök üzülür terk edip gider zül kokan sevmeler ölüme alıştırarak can kafesimizi yeşerebiliriz yeniden belki dokunsam ölecek can kuşu ihtimal ölümsüzlük bu yaşamak seni sevmek kanadımda çırpınan son hürriyet my |