kirli yüz"kanayan yaralarım kadar sevebilirim sizi hiç tutulmayan,hep unutulan o sözler gibi ve ölebilirim hepimizi son kalkan vapurun trajik hüznü kadar" mezar taşları gibidir yalan söylemek yıldızları saymak delilik miydi bilirdim bunu tabi ki fakat yıldızlara isim koyarak saymak da bir dâhilikti nereden mi biliyordum kayan tüm yıldızlara isim koyan benimdi bulutları gök yüzüne Allahmı çiziyordu yeryüzüne denizleri peki yağmur yağınca neden gülüşlerim ölüyordu ölülerin sesi içimde kaldığı için miydi bir kadın vardı serçe parmağında kelebekler uçuşurdu bir bebek annesinin göğsünü koklardı küvette bileklerini kesiyordu bir çift göz ama ölmeyecekti bakışları bilirdi ölülerin görmesi çok başka bir renkti nereden mi biliyorumdu ok adın benimdi çünkü ama kimseler bunu bilemiyordu her şeye burun sokulmazdı nevrotik bir gülüşle hep bunu söylüyordum bırakın bazı şeyler hayvanların doğasına özel kalsın bazı şeyler rüzgara yağmura taşlara adansın bırakın gök sepya yer kızıl olsun bırakın dünya doğanın adaletinde yaşasın hep bunu diyordum ve ilk önce kendimden göçüyordum ama kimseler bunu da görmüyordu İkindi vakitlerinde bir salıncak kurulurdu içime içimde kurulan o görünmez şehirlerime yağmurlar da bu yüzden yağardı üzerinize bulutlar hep yorgundu yüzümde güneş en çok orda batmayı özlüyordu kirpiklerimin tam dibinde dibine o en içinize bilemezdiniz bunu da siz yine ve bir gün aniden bir araba ıslatıyordu kaldırımda yürüyen çocuğu dar akşam telaşında sararıyordu masum yüzü İkindi vakitlerinde kaldırımda yürümek zor işti bütün gözler bu savaşı görüyordu ve fakat dünya bu sahneye bir ölü gibi susuyordu hep sustu çünkü insan kişisi-ecelin ta kendisiydi my |