kırmızı pabuçlar
oysa daha çocuktum
çoktan mezar taşlarına dönüşmüştü çakıl taşlarım serin ırmağa kapılmıştı bayram sevincim kırmızı pabuçlarım kıyıya vurmuştu mülteci yitik gemilerim talihsizliğim ezelden gözyaşların sahibi annelerin entarilerinde simsiyah kuğular görmüştüm matemin soğuk yüzü yıkanırken kinle sağanak öfkeler dökmüştüm oysa daha çocuktum büyüdükçe... yerle yeksan başım ipil ipil akan maviliklerde çırpınır tut ellerimi kaybolmadan bu gezegende toprağın iştahlı kuytuları yutmadan cismimi indirme n’olur gözlerini bir mültecinin ulaşılmaz menzili gibi umutsuzluğum olma hadi ellerime bir şeyler söyle yağmura düşlerimi karıp “denizcilerin bile irkildiği” bir gemi enkazı gibi bırak sende ufalansın bu can ah can bırak “içinde tutuşsun kuru güz yaprakları” talih bir kere gülsün gönül gençyılmaz |
yağmura düşlerimi karıp
“denizcilerin bile irkildiği”
bir gemi enkazı gibi
bırak sende ufalansın bu can
ah can
bırak “içinde tutuşsun kuru güz yaprakları”
talih bir kere gülsün
Hüzün kaplamış şiiri duygulandım çokkk. Kutluyorum...