ADIN KURUSUN
ADIN KURUSUN
“beni nefret çığlıklarıyla bırakın uçurumlara “ sen benden gittin ya her ses seni, her veda senden bir şeyler götürecek bu yağmur, bu suskunluk hayra alamet değil diyor yüreğim çığlığımı yutmuş bir karanlığın körlüğüydü rahmetine diz çökerken ağlayan günler oysa ne kadar kar tanesi varsa çığ düşürecek kirpiğimin dağlarına sıcak bir düşte üşüyecek gözkapaklarım kalman için yemin billah edeceğim ne kadar suskunluk varsa aramızda bozarım gitme diye en acılı şiirleri yazıp kanatırım yaralarımı bir bir yemine bile el basarım titreyen bir duman sövgüler boynunu bükerken kül tablamda buram buram sen tütersin burnumun direğinde hüznün suya, suya gölgen düşer ben susarım şehrin tüm ışıkları söner eksilen gece vardiyalarında koşuşturan sen sigaramın dumanı baskın verirken hayallerime gidişin vurur cümleleri eksilen bir dönüş kan kusar çığlığımı gömdüğüm duvarlar penceremde ciğerleri yırtılan kuş ölüleri yağmur nefesim gibi kesik kesik yağıyorken şimşekler yalar dağların eteklerini her yemininde yürek sancıma tuz basan sen üç noktaya bir çığlık bırakıp dibine kadar yaşıyorum gidişini ağızımda ihtiyarlayan son heceyle sana seviyorum diyemdim ama özlüyorum diyorum yokluğuna |