Ah!!! Piraye Ah!!!
Kurma ayrılığın saatini bu gece başıma
koynu bükük eylülün mahur sarı sıcak sabahı aceleci, temkinsiz sancılı çiğ tanesi; düş yarından sonra bağ bozuğu yüzüme her düşüşün çatlatır damarlarımdaki isyanı koyu kan rengine dönüştürüverir kinimi oysa ruhumda titrettiğim bir tek sendin titrek mücrim bedenimin yığıldığı keder dağının ardında Soluklaşıyor; Piraye gözlerimdeki hayalin feri sönmüş; sarhoş masalarına meze olan yıldızlar misali ruhuma, kurumuş yaprakların kokusunu sıvayıp geçiyor kahpe ayrılık sabahı sendeliyor içimde esen rüzgarın senden kalan dokusu başı dönmüş geceden kalma günahkâr şehir vay üşüyen tenim vay sen sabır ateşinde kavurduğum al duvaklı gelinim nikahsız bir ayrılık sokuyorsun yatağıma Küflü ıslak kaldırımların ağırlığı bastıkça çöküyorum içime içime bedenimden daha yorgun, şehrin ağaçlarının üstüme düşen gölgesi günah yorgunu pencerelerden sızan sesler saçılıyor karanlığın üstüne koyu siyah kasvetler senli bir vefa bırakıyor hantal bedenimin önüne yaslıyorum bedenimi efkar yüklü bir dağın zirvesine seher yellerine, teslim olmuş nefesi şehrin geçmiş bedenine ayrılığın kisvesi gizemli sessizlikler sürer bazen yüzümüze gözümüze bir gidişin müjdesi kurumuş mendilimde kalan kırık güftesi gözyaşlarımı da terk ettiğim özlemim Ah Piraye kutsuyor sokakları bir gidişin yolcusu kararsız adımlarında boş vermişlik kelimelerin altında kalmış dilim bir gidiş uğurluyorum ellerime konmuş kızıl kına köhne bir garın üstünde asılmış ağır serkeş bir hava duvarlarında üşümüş asılı kimsesizliğim çöktükçe çöküyor üstüme bu defa kırık belli bir yılan, altı otuz banliyösünün sireni ıslık ıslık yırtıyor çığlıkları, havadaki kasveti Bu gece de yine bulutların sallıyor aklımı zikzaklar çizdiriyorsun uykularıma insaf et susuz gecelerimde ,kanmak isteyipte kanamadığım hayali bile hayalden öte muhabbet erişilmesi mümkünsüz vadi, insaf et insaf et hadi Dilimin direğine çektiğim isim sen ; Piraye saçlarında göverirdi başak bereketlenirdi senin bastığın yerde toprak küskünlüğünde secdeye varırdı yaprak ah Piraye ah bakışlarında baharı saklayan kadın ak güvercin boynunda sabahladığım geceleri yatağıma batan güneş Piraye Piraye sen bozkırlarda koşan tayların yürek sesi denizler ötesinin sudaki saklı mavisi dudaklarıma bıraktığın gülüşündeki aksi günahlarının sus payıymış bilemedim ki bilemedim ki Bir cesaret kiralıyorum korkak benliğime bedenime düşen kızıl közde d/ağlanan dil sil geçmişi aklından sil kabire dönmüş nevir bencil şeytanın dudağında şeytanın dudağında son zehir kavruk bir mazi içeri düş artık düş sen düş kaderime |