Geldiğinde Yaşayacağım Öldüğümde GüzelŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir karınca telaşı içinde,
Bakıyorum yaban gözlere, Ve soruyorum gelip geçenlere, Bir bilen var mı?... Bir duyan var mı?... Bir gören var mı?... Erol Şafak bedenimle uyumluydu o sözcük iç çekmek getir dudaklarını ruhum sana geçsin öyle ya nefesini tutan ölürmüş kolonya kokluyor sensizliğim ihtilal sabahlara bir çiğ damlası gerekiyor melekler öksüz sevdalarda, Tanrılar fenalık geçiriyor tepesine çıktım dünyanın ölü çocukları tütsüleyen namussuz şehirler intikamsız sıralanmışlar toprağa soysuz ayrıntıda amerikan uşakları çifte mesai yapıyor savaşlar kansız acısız hayat bir rüya haber bültenleri cehennemi nöbetleşe koruyor noel baba gibi bahsediliyor zebanilerden körlük yarışında itiş kakış bir kalabalık yıkılsın zindan kimsesiz kalmış umut toprağın nabzı hata veriyor çığlığım toprağın üşüyen yerlerini örtüyor melankoli bana yakışıyor gözlerim şarkı diyor bir garibim ben kısa vadede hüzün şenlik yanım için biraz hayal gücü gerekiyor ismimin ilk hecesi serseri ikincisi şafak kusursuz bir duayım belki zaman ayarlı bomba hem renkleri arsız gökkuşağı hem çan sesi çağıran kara haber anlamadığım yerleri var bu dünyanın hatırlamakta istemiyorum içindekileri ey meçhul, bir ah etsem şuracıkta yakalar mısın cinnetimin öykülerini bak sevgili günleri bekliyor bulutlar yollarda büyümüş düşüm tapınacak tarikat arar bir efsaneye karışmadan busesi aşk kadın nara atan denizler çıkmalı içimden nereye saklanayım, nereye saklayayım kendimi gelmezsen bu ömrün benden çekeceği var... |