Tek Şeygök gürültüydü yetmez, dram besleyen gün ve gül büyüten düş ölüm korkusu ve yaşam hezeyandı sinir krizi yutmuşlara yokuşun başında koyu renk hüzün yokuşun sonunda bıkkınlığın kederlendiği an yetmez, yoksul mahallelere düşü haykıramaz insan çığlığı yaşam kıymetsizdi canları değersiz olanlara ağladı bulutlar kendime seslendim paslı bir labirentten dilimde başlangıcı arayan söz susa kalmış giz mevsim hırsızdı, suçlu o üstelik onlardan değildim bulutlar anlardı bulutların rüyalarımla bir bağlantısı vardı rüzgar içimdeki öfkenin yandaşı, ürperişlerime buse çalkalamak gecenin göreviydi kalbimdeki şaşkınlık insanların yalnızlığıydı tarihsiz bir çoğalma yakışıyor sabrıma öteki olmak karşı olmadığım tek şeydi hiçliğe korkunç acılar yaşatırım korkunç hazlar mesela bağırsam göğe saklanmış şu hayale gitmek istediğim uzak ,türkü olur dizimin dibinde güneşi batırmam nazlansa da sesim huzursuz ruhuma aldanma, hey suskun tekne denizi biz taşıyalım yeşil ikindilere akşam bir kuşun adı olsun aşk bir kulun tutkusu kıyamet yaşanmamış aşkların karabasanı düşler ağaçların yapraklarında nazlı nazlı salınıyor vahşet çok kalabalık sevdayı konuşan sokak yok düşlere küçük bir koy düşlere senfoni lazım hava su ve toprak ölüm kadar basit hayat çok sessiz boş yere akıyor ah! bu ney sesi, şehri yanan bir çocuğun yutkunması gibi ilerliyor... |
Kutlarım...