Dikeni Anlatan Bir Gülsıkıntıyı kovamayınca bir şarkıya sis doldurdu kocamış kent şimdi şapkasıyla gözlerini örter aydede daha bakamaz bizi zindanın oyuncuları yapan şeylere güneş doğana kadar uyur, yarım dibimiz gibi ne çok kuyuyuz kuşlara özendiğimizden beri Tanrısal melodiler biriktiren gök yağmuru çağırdı , cilvesi yazdan çalıntı zıtlaştığım için değil birbirini tamamlayan fotoğrafız ateşler içinde yanıyor gövdem gölgem ,cin ürküten kederim fırtınasız , ezdim ayaklarımla çorabı kaçtı erkek sesli isyanımın umursamadım karanlıkta kalmış bir masal dua üfledi sol yanına kim sahiplenecek bu soruyu cevaplamadım kadeh kaldırdım sigaramdan kaçan dumana topraktan gelip topraga giden yalnızlığa susamak bulaşıcıydı susamak doğanın kanunuydu sus uyorum nazarlanıyor sesim yavaş yavaş içimde eriyor kurşun içimde kocaman bir metropolün patika özlemi uzuyor uzuyor uzuyor bilmediğim o köye varamıyor tünel ezber değil suskunluk bir kaç yüzyıl küflü bir yolculuğun ayaklarını onaran şiirler okumalı şarkılar söylemeli doğrulsun ve ilerlemeye başlasın ekmek ve aşk sesimi bulduğumda aşığın olacağım yüzünde gezineceğim gülümsediği yerde dudaklarının halaya duracağım kaburgalarımı isteyeyim önce geceden sızısına minder koyayım ah aldığım kalplerin bir jilet gökyüzüne önce sesim kanasın sonra rüyalarım... |
Şiirde beklenilen duyguları açıkca ortaya koyabilme.
Beğendim…
....................................... Saygı ve Selamlar...