sanki hiç bitmeyeceknefesimin yettiği kadar ayrılık ölüm kadar sevmektir seni yaşamak şimdi tenimdeki bütün düş perilerini melekler ülkesine uçuruyorum inan sevmeye doyamadığım bu ecel senin için hangi yüz eriyip gider ki dudak kıvrımında tebessüm gamzesine yığılırken acı karmaşık bir hikayedir düşer gözlerimdeki yeşile her kadın gülüşünde saklar "aşk" nafakasını ağlarsam ölürsün can"ım yosun kokan bir can evi dilerken bu ağustos demi çatlar yüreğimdeki bütün düş cennetleri tutsak bir özlemi bırakıp uykumun kıyısına üzülürüz gecenin ışığıyla başbaşa kalınca özleriz biraz seni kapanır kapılar ellerimin yüzüne ellerin ki yüzümün son hayal perdesi saatler her altmışta ayaklanır mutlaka sürgüne çıkar yüreğimin körpecik düşleri hangi ağlamak iyidir bu dem kaderim söyle hemen o buluta dolayım yada susalım kirpiğimi uslayıp yüreğime s-inelim bir sızının içinden göçer gece kuşları içimden mimoza yağmuru gibi düşerken gözlerin kaçıncı mevsimin öcünü alabilirim sen(eler)den geçmişin elleri sinemi okşarken bir tarih gibi yıkılır gözlerimin sırat köprüsü yol ortasında bir mahşeri meraktır sevmek seni dedim bırak yok olsun bu hesaplaşmak yeşersin oyulan ağaç kabuğun da sararmış yüzüm sesler,seller ve ıssız kentler kadar yağmursuz v özgürüm hadi sevildiğim avuçlarını ıslat gök yüzünde üşüyen güneşimin kavruk kelimelerimi biriktir yağmurun ellerinde her ayrılık sıcaktır biraz ve nemlidir gurbete dökülen bütün bulutlar ısındıkça üşür elimde çay ve demlendikce acı bir dudak lekesi olursun yar gemiler kalkar bu telaş sokağımdan şimdi insanlar ki gemiler kadar susuz bir kara parçası savrulur toprağa korkunç bir günah gibi eylül"e gebe kalan her tohum ve ağrılı feryatlarını bastıran yer yüzü hesaba çekilecek birazdan sönecek gözlerimdeki cehennem bütün kuşlarımı yuvasızlaştırdı sevdam nefesim yetmiyor kalbimde biriken düşlerin yaşamasına sabahın ışığı yalan yalan karanlığın içinden süzülen zaman avuçlarımda çatlar bir yalan tufan aşkın gök sesinden göç edeli beri öldüler bütün aşk çocukları belki vefanın koynunda erimiştir yüreğim belki yıkarım içimin kıyamet makamını unuturuz biraz acı çekmeyi belki kıtlık doğuran gök üzülür terk edip gider çöl kokan sevmeler ölüme alıştırarak can kafesimizi yeşerebilir iz yeniden belki dokunsam ölecek can kuşu ihtimal ölümsüz bu yaşamak bu günlerde seni sevmek kanadımda çarpan son hürriyet my |