Uygunsuz Şiir
ey göz göz olmuş yüreğimin tanrı katındaki yarası
ayrılık tozunu sürerken üstüme azat etmişti beni annemin göğsü duvar dibinden bir çocuk mezarı aklımda kalan çocuk anılarımı bir an olsun indirsen düşlerden aşkın silsilesinden geçirmeden yolumu takılıp düşürsen yaş dönümlerimin göz uçlarına alın çizgimi sapa yollara çıkarsan ve ben rastlamasam ona aklımdan çıkıp gitse gelmeyi unuttuğu zamanlar her güneş yeni bir güne gebe kalırken aklımın orta yerinden mutluluk aksa göğüs uçlarından didik didik ettim gamzenden düşen gülüşlerini bakışlarında bir yanı hüzün gördüm ürkütsek hüzünleri havalansa ırak memleketlerin dibi bucağı olmayan kuyularına mutluluk çemberinden geçip aşka boyansak baştan aşağı ey kara gecelerin karabasanı at beni sol yanımdaki sızılardan mevsimler mevsimlerin kumasıdır saçlarımdaki her beyaz yoksunluğun işareti sığınağıdır çaresizliğin diz çöküp secdeye düşmek avuç içlerinde binlerce şehir kiri kulaklarında on binlerce insan sesi kayboldum vakit geldi boğazıma takılıp kalan adın bir hıçkırığın içinden düştü gönül sularıma kan gövdeyi götürürken yine sana takılıp kaldım sesimi alıp giderken leylak kokulu bir akşam sesim nefesimde boğuldu ve yemin ettim tüm küfürlerimi bir atımda harcamayacaktım yalvardım bir kereliğine siliverse kaderimden seni söz verdim el bastım hiçbir şey istemeyecektim b/aşka bir kelebek bile olabilirdim senden uzakta bir günlük ömrünü uçurup çiçekten çiçeğe kızılcık yarası mıydı ağzımın kenarından düşen yüreğimin paslı yanının gıcırtısı bir avuç külüm şimdi hadi durma rüzgarını sal üstüme |
Lemide 😔