/hiçliğin kavgasında sahte mutluluklar/Bugün yeryüzünün bütün sahte sevinçlerini ektim gözlerimin içine. yürüdüğüm fahişe kaldırımların katıla katıla gülücüklerini ve legal olmayan gizli sevişmeleri, bir kırık parkın bankında oturan iki sevgilinin birbirlerine bakarken yanaklarında gamzelenen sevi tomurcuklarını, siyaseti konuşan iki geçkin adamın umutlarını, dostlukları anlatan karşılıklı samimiyetleri ve kurak bir temmuz ayında ruhumu dar boğaz eden bir aşkın yoksulluğunu doyasıya yaşadım. En çok da bu sevincin sahteliğini hissettim. Aşk bütün duyguları harekete geçiren Teğet bir çizginin belirsizliğiydi sanki. Hissettiğim güleç gözlerimin Beni vurduğu andı. Yani arkamı dönerken Bütün sevinçlerin içinde Yitip giden düşlerdi. ve bu düşler Hiç de sahici değildi Ve sahici olmadığı kadar Bir sihirbazın değneği ile hiçlik makarasına sarıldığı Bütün yaşanmışlıkları var ile yok arasında alt üst ettiği Görünen bir tablonun görünmeyen yüzüydü. Şimdi bu yüzün içinde sakladığım Bütün sahte tebessümler Tıpkı Sabahın seher vaktinde inen bir aydınlığın Karanlığın yuttuğu üç kağıtçı bir karabasan gibi Bir çocuğun oynarken sevincini, Düşerken düştüğü yere bırakan Ve bıraktığı yerde saatlerce ağlatan Sahte mutluluklara benziyor sevgili. Ve Şimdi nereye baksam Bu hiç ikirciğinde Sevinçler görüyorum. Bakarken mecburi ve zorlandığım bir gülümseme var yüzümde Dönerken de içimde hesapsız bir hüzün Yani nereye baksam ve nereye dönsem Parayonak bir ruh hali, Bir çözümsüzlük, Çözümü olmayan bir hiçliğin kavgası Ve bu kavganın içinde üstelik bir aşk Ne olduğunu bilmediğim acı ve sevinç Bir aldatmacanın hikayesi Ben neredeyim Sen nerede Ve Biz hangi düşleri yaşıyoruz? Seni bilmiyorum ama bu düşler Hiç de sahici değil bana çünkü her gece bir sabahı öldürdüğüm Bu karanlıkta Ve her gece dünyanın bütün Sevinçlerini hüznüm de erittiğim bir hayatta, Hepiniz hayal meyal siniz Sadece ben görüyorum sizi Hepiniz ölüsünüz Sadece ben yaşıyorum sevgili. 12 temmuz. |