Özlemgelsen yarama seni basarım tuz diye ve o kadar severim seni masal padişahının kızı ben sen dağda adsız, çulsuz bir çoban kavalının nağmesinde dile gelir sevdamız iner dağ başından yeşil ovaya ipil ipil suyumuz bilir ineceği dereyi susuz çiçeği masal bu ya, gelsen insen gökyüzüne kurulmuş yıldız tahtından sen olsan pencere önündeki ışıltı yansısa cennetinden bir solukluk içeri girsen düşte bile seni görmek zor inan ki ayakların prangalı bileğinde kelepçe özgürlükler kilitli zindanda adım atsan benden yana silâh dayalı gibi şakağına çenende elin bir düşünen adam heykeli bir tatlı cadı olasım gelir bir burun oynatışta kurtulsan prangandan çözülse kelepçen çıkarılsan zindandan bir sabah kuşlar ötmeye başlarken çalar mısın kapımın zilini.. 06. 07. 2015 / Nazik Gülünay |