Okuduğunuz şiir 28.6.2015 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Kalbimde Bir Tarihi Var Güzelliğinin
üstüme yürüyor şu dağ sanki ne zaman bıraksan elimi...
I
bütün huzrumu kaçırdı yine şu uçan kuş sürüsü bir martının başı çektiği cilalı bir güvercin parladı sonra ve güneş gibi sokuldu camdan içeri
baktım uyanmamışsın baktım mı dedim ne büyük hata seni bakmadan da görmeliydim kalbimde atıyor hâlâ güzelliğinin ilk harfi
ama kusura bakma sen inandın diye gökyüzü kızıldı sen inandın diye güller kırmızı inandın diye çarşılar sıkıcı, pazarlar kalabalıktı sakın kusura bakma olur mu toprak bile kurutuyor o gülleri
II
geceler ne kısa sabahlar ne uzun mu dedin ben her sabah ama balkonlarda dolaştım apartmanları seyrettim bir sokak koştu üstüme kan ter içinde, acıktım yaramı ısıttım akşamdan kalan, seni aradım ve güneş geçmesin diye başına şapka taktım yaramdaki a’ya özlemiş olmalı o uçurum bile beni
kirlenmiş bir yer burası değil mi çamurdan yapıldık nasılsa ama sen yine de temiz kal olur mu değmesin diye tanrının o putsal eli sana emredeceğim arınsın diye günahlarından ona
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kalbimde Bir Tarihi Var Güzelliğinin şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kalbimde Bir Tarihi Var Güzelliğinin şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Irmak şiirlerini tanıdığımdan beri sevmişimdir. Postmedernist şiir esintilerini bulursunuz Irmak şirlerinde, ama biraz lirik.
"üstüme yürüyen şu dağ olmasa..." şiirin şahdamarı burası aslında, buna örülmüş buna işlenmiş.
" üstüme yürüyor şu dağ sanki ne zaman bıraksan elimi..."
Ne kadar sırdan, bildik ve ne kadar basit kelimeler değil mi? Hepiniz; ne var bunda, bende yazardım diyebilirsiniz. Ama yazamazsınız, böylesine dantel gibi şiirin başına oturtamazsınız bu güzelliği...
"bütün huzrumu kaçırdı yine şu uçan kuş sürüsü bir martının başı çektiği cilalı bir güvercin parladı sonra ve güneş gibi sokuldu camdan içeri"
Kuş sürüsü, martı ve cilalı bir güvercin... Siz hiç cilalı bir güvercin gördünüz mü? Ama bu şiiri okuduğunuzda ona hayale tevessül edebilirsiniz lalettain. Şiir böyle bir şeydir işte, hayal gücünüzü zorlar kimi zaman. Henüz hüzün yok şiirde, lakin hüzünlenmeye yeltenen bir adam var bu kıtanın içinde...
Ki;
"baktım uyanmamışsın baktım mı dedim ne büyük hata seni bakmadan da görmeliydim kalbimde atıyor hâlâ güzelliğinin ilk harfi"
Ve sızı başlar usul usul sevgilinin ilk harfi kalpte atarken...
"ama kusura bakma sen inandın diye gökyüzü kızıldı sen inandın diye güller kırmızı inandın diye çarşılar sıkıcı, pazarlar kalabalıktı sakın kusura bakma olur mu toprak bile kurutuyor o gülleri"
Toprak bile kurutur değil mi güllerini susuz kaldığında, ya da mevsimsel vakti/saati dolduğunda...
"geceler ne kısa sabahlar ne uzun mu dedin ben her sabah ama balkonlarda dolaştım apartmanları seyrettim bir sokak koştu üstüme kan ter içinde, acıktım yaramı ısıttım akşamdan kalan, seni aradım ve güneş geçmesin diye başına şapka taktım yaramdaki a’ya özlemiş olmalı o uçurum bile beni"
"kirlenmiş bir yer burası değil mi çamurdan yapıldık nasılsa ama sen yine de temiz kal olur mu değmesin diye tanrının o putsal eli sana emredeceğim arınsın diye günahlarından ona"
Ve çamurdan yapıldık nasılsa gideceğimiz nihai yer topraksa... Severiz çoğu zaman, ölürüz de.. unutmak na mümkün derken netice unutmaksa... Unuturken yapacağımız tek şey duaysa...
Ve nokta;
"üstüme yürüyen şu dağ olmasa..."
Eyvallah Irmak, şiir okuttuğun için...
OlgunOnur tarafından 6/29/2015 9:29:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
Güne yakışan bu güzel eseri ve onun sahibi sevgili ustamı kutluyorum. Keyif aldım, emeğinize yüreğinize sağlık. Sevgi, saygı ve selamlarımla. Hoşça kalın…
Kayıp olduğun yerden çıkıpta gel
Amin Amin çok çok 🙏🏻🪽🌹🐋🤍🕊👁