Şimdi nerede bir kadın Yaralıysa Onun bir şiiri yoktur...
bezgin soluğuyla rayların arasında şehirli bir tren vurulacaktı saçların gibi uzun ve inceydi raylar yalnızlığın olağan tek şüphelisiydim ve bu son intiharımdı beni bir daha gömmeyin bir sühale gibi korkarken ki korkum hislenmiş mektuptur gabi mütefekkir mezarıma ellerini dik sevgilim ölmek yalnızlıksa ellerinle güzeldir
yalnızım, ki yalnızlık bir füzeye evlenme teklif etmek gibi tahtakurusu sürüleri içinden eriyen yenilmiş güllere doğrultulmuş tüm stenleri reddettim bu gazada ihanetim mübarek olsun sanıyorum beni kimse sevmeyecek artık ağır ağır damıtılmış bu leylada
karl marx ve devlet kendi öldü katil ben değilim yazdığım tüm şiirleri el-şair örgütü üstlendi ben onlardan değilim beni öpmen bir şiire konu olacaksa kabul ben de şairim tanrı kendi isteğiyle gitti ben dinsiz değilim sana petrol getirdim kadehleri hazırla
şimdi beni öpmen bir başlangıç olacak şehirli bir tren vurulacak saçların ıslak olacak unutma ben bir akdeniz kıyısıyım bütün likya kentleri damarlarımdan geçer sırtıma bir at bağlanır semersiz koşarım bu rüyada yoksan eğer kuşlar ağzımdan göçer gider yüce hadrian ben de bir kapı istiyorum
gördüğüm her savaş ölü çocuklar doğurdu bir aynayla yüzleştim her sabah her akşam sevdim bir aynayı kimseye dokunmadığım kadar er geç bebek bekliyorum ondan miryokefalon’la bağrıma yerleşen küller çoktan aparılıp yok oldu gerçeklik taze ölülere sahte sitemdi ve nerede bir kadın yaralıysa hiç şiiri yoktu bütün çocuklar tanrıdan daha güzeldir
şimdi beni öpmen bir başlangıç olacak şehirli bir tren vurulacak saçlarına yağmur değecek suya küseceğim ve bu bir forsmajör olacak yasal örgütler kuracağım el-ırak el-ölüm el-yanki el-ense el-dört el-parmak el-suriye maçı bırakıp tribüne oynadığım an tüm sloganlar; kırmızı-kırmızı/en büyük kan bildiğim tek ibadet yeri savaş mahallesi ölüm sokak
şimdi beni öpmen belki de bir son olacak belki bir tufan başlayacak belki ben bir nuh’tum cudi’de kayıp takvim cumartesiydi ve annemdi herkes belki de bir çift güvercindim hira’da muhammed’i gözleyen ölmeyi bekleyen balamoz bir kargaydım ki ikiyüz yıl yaşadığım söylenir tanrım; vicdanına da elçi gönderecek misin?
semerkand ortasında sallanan sancılı kellem göğsümden kanayarak yarılan gizdi iniltiyle çıkarıldım olmayan mezarımdan kendimden af dileyerek kendimi terk ettim bir dinin tek emriydi sana şiir yazmam santos’lu bir köylü kadar güçlü değildim hiçbir farkım yok beton bir uğultudan sana petrol getirdim içmeyecek misin?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sana Petrol Getirdim İçer misin ? şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sana Petrol Getirdim İçer misin ? şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Serbest yazan arkadaşlara rehber kalemlerden biri ırmak. gerek bu sitede, gerek başka sitede paylaşımlarını takip ederim. buna değiyor. neden mi? çünkü kutsal var. kutsal ne mi? en büyük kutsal emek. ve ırmak şiirlerine emek veriyor. hemde çok fazla emek veriyor. ben hece yazan, ağırlığı hece olan biriyim. serbesti o kadar serbest yazan var ki, serbest adeta serbestlikten dağılıyor. ırmak serbestin de bir nizam gerektirdiğini anlatır okuyana. verdiği mesajlar gizliliği kadar ayan ve aşikardır. bu işi biliyor bu delikanlı. eyvallah...
bizim ne çok ölümüz...mezarını arayan ne çok ruhumuz var...toprağın bir duayla rızasını alıp beyaz kefeniyle yerin altını işgal etmek, parsellemek bile lüks oldu artık bir ölü için...K.İskender'in de dediği gibi "morglarda grev var...ölüler gömülmek istemiyorlar"...
bu kirli Politika, çizilen bu senaryolar ve kötü rolü kapmak için birbiriyle yarışan gönüllü katillerin attığı naralar "vurun, öldürün, bombalayın" komutları, postal, siren ve bu bomba sesleri, "-bu can pazarı-" üniformalıların dünyaya ulu orta sergilediği bu vücut gösterileri artık öyle bir hal aldı ki sanki günlük ihtiyaçlarını karşılıyorlarmış gibi "yarın hangi ölüyü diri diri yiyeceğiz" menüsüne konulan iştah açıcı bir aperatif kanlı sofralarında...
bizim yaşı tutmayan ne çok acımız r.eşit olmayan ne çok yaşam kavgamız var...
bunları yazarken bile kaç harfin, kaç cümlenin silahlı saldırısına uğradım...kaç ölüyü içime gömüp cenazesini kaldırdım inan ki bilmiyorum...hani bir de öyle bir haliyle çıkar gelir ki şiir, tanrısını şehit verdiği portresine bir kan lekesini de siz sürersiniz diye kim bilirkaç kayıp daha vereceksiniz...
şimdi bilmiyorum kaç can verdim..kaç ruhu rızam olmadan toprağa teslim ettim...bilmiyorum...bilmiyorum
Senin şiirlerini öyle hızla okuyamam ihanet olur her bir mısrana her mısranı yavaş yavaş yudumlamalıyım çünkü biri diğerinden değerli bu ne doluluk be cancağızım. Sen iyi şiirin bilgiyle ve beyinle yazılabileceğini ispatlayanlardansın.
Hep şunu söylerim, iyi şairin kötü şiir yazma hakkı yoktur. Irmak bunu nadir başaranlardan biri. Şiirde her türlü sanatı kullanan ve ayrıca görsel bir sözcük şöleni yaşatan.
Şair kıçını dünyaya dönüyorsa bireysel melodramında bir süre sonra kokuşmaya başlar. Ne aşkı yaşar adam akıllı ne de sözcüklerinde samimiyeti yakalar. O yüzden şiir eylemdir. Düşüncedir. Felsefedir. Bunu başaramayanlar çeşitli forumlarda kelime masturbasyonu yapmaktan öteye gidemez. Yazdıklarını kendi ve kendine benzeyenler okur ve okuduğu yerde şiiri biter. Irmak'ın şiiri bitmez. Çünkü yaslandığı ve huzursuzluk duyduğu şey; ötekilerin dünyası.
şimdi beni öpmen belki de bir son olacak belki bir tufan başlayacak belki ben bir nuh’tum cudi’de kayıp takvim cumartesiydi ve annemdi herkes belki de bir çift güvercindim hira’da muhammed’i gözleyen ölmeyi bekleyen balamoz bir kargaydım ki ikiyüz yıl yaşadığım söylenir tanrım; vicdanına da elçi gönderecek misin?
şiir baştan aşağıya gerçekliklerin yansıması şiir diliyle acıtanlar yananlar görmeyenler ve gösteren bir şiir imgesiyle dizgisiyle örgüsüyle duygusuyla ve yürekte bıraktıklarıyla.......... "tanrım, vicdanına da elçi gönderecek misin?" zor soruyu sormuş şiir ... duyarlı yüreğine sevgi ve saygılarımı gönderiyorum şairim....
Vavvv!!! Lal oldum.. Bu dizelerin ardından yorum için söz bitti galiba.. Biliyorsunuz içmek isteyenler kuyrukta bekliyor.. Gerek tema ve gerekse imgeler çok çok güzel.. yüreğinizden hissedişiniz kaleminizden emeğiniz eksik olmasın şair..
Tebrikler