Sıyır Beni TenindenNe varsa sesinden uzak bir dağ yamacına uzanmıştır şimdi teni zemheri, tini yalım ve birden kırılır kanadı sayrı kuşların... Bilir misin nasıl giyilir ölüm şöyle tepeden tırnağa kırmızı apansız dökülür gider terine yapışan soluksuz nehir yaralı bir kısrak kesilirsin koştukça büyür boğazındaki kıymık üzerine devrilir koca şehir... Gözlerinde, geciken kırkikindi sular hapsolduğun sınır boylarını saçlarından akıtırken gece, hüznünü kim devralır bilinmez bıraktığın nöbeti her yerde bir başına her şeye geç kalmış zinhâr yasaklı bir mahkûmsundur artık... Tadı damağımda bir yaz akşamının kavı dökülür pul pul; inatçı, kavi... yine de kanla yazılmaz adın çekilmişken tüm damarların ve tenin soğurken an be an alnını yekpâre bir acının duvarlarına çarpa çarpa parça parça olursun... Yani diyorum ki sevgilim; infiâl ve intihâr ne çok yakışır değil mi orman gözlerime... Haydi! çek al içimden nefesini o güzel ellerinle... Özlem TARHAN haziran yıkılırken... Değerli seçki kuruluna ve varlığını esirgemeyen tüm dostlara şiir adına teşekkürlerimle... |
Daldığımda gözlerme takılan teller
Hüzün örünce yalnızlık kısrağına.
Saygılar.