Yaşamak Adına Sempozyum
I.
Gariptir bir sokak çıkışı Kuşların doğuşu ve gökyüzü Yanaşmak istiyor ölüm iki ağaç arasına Kafeslerde yağmur Binlerce okunuş mudur deniz Gökyüzünün yeryüzündeki silüeti Ölüm. Uzakları silelim Başucunda uzunca konuşmalar Gündüzler uyuyor sensizlik bozgunlara Bir dağ dolusu yastıklarla Sevdanın kanlı yemeğine davetliyim Ölüme tarih örüyorum ustaca Taşları duyuyor musun Veronika Bir anlayışı kuruyorum şimdiden Beni varsayma! Gökyüzü ve deniz maviyse Tanrı buna hazır değil Ölümün ucuna saatli bomba II. Köyün meydanında bir begonya ve at sürüleri Her şey öylece yorgun Somut rüzgarların ölümü Saat beş gemileri yaktım Dağın eteklerine sevdamız Üzerine yazılabilecek sempozyum Seni artık kalabalıklara karıştırıyorum Işıklar sönsün! Ben, hüznü başlatıyorum. Veronika’nın uyku saatinde Hep ölüm kokan parfümler vardır. - Ölüyorum - Geçmişe esneklik katmak için ölüyorum - Henüz buraya bahar gelmedi. Ve Veronika yeniden başlar... Falanca kadar ölüm geçer sabaha Raf sırasında yalnızlık mangası Kahonlar simsiyah bir beşe benziyor Kral bilmem IV. Louis yeniden dirilecek Ah! Benim gündüzümde kararan içim İntihar etti, içimin denizi Anlatırım. Masaya benzeyen dünyanın ortasındayım Ay bu akşam susuyor ve doğurgan Bir filmde görmüştüm Tanrım seni bana doğuruyor Öleyazmak ve Ay adına sempozyumlar. III. Bulutlarda uyuyalım Veronika Engin bir bozkırda solgun çiçekler Ve o kalsın: ölmenin eşiğinde kuşlar Ey kışın yok olan damla Sesin keskin hızında sevişmek Uğruna... Uğruna yapbozlar çiziyorum Ama aşk! Öylece yanımda duran ağacın solgun gölgesi Güneş yoksa eğer gölge de yok. Bir hüzün varsa benim olabilir Ölümüm mezarlık bekçisi kadar soğuk olacak Beni yoksayma! Gökyüzü ve deniz karanlıksa Bugün ölmeye hazırım Tanrı katında. |
Kalemini beğeni ile okudum
Nice şiilere