AYDINLIKLAR VE KARANLIKLAR
aydınlıklar ve karanlıklardan önceydi …
Tanrı.., ormanları kardeşliğe, gökyüzünü ve denizleri özgürlüğe boyadı çiçekleri-böcekleri rengarenge ve ihaneti ve pusuları yanlışlığa boyadı ve sonra., çocuk insanların çocukluklarında rengi masumiyet olsun dedi beğenmezlerse eğer büyüyünce, boyasınlar kendi boyalarıyla kendilerini. /ki öyle olacak, kimileri beğenirken renklerini, kimileri beğenmeyecekti ama bunun kararını vermek için büyümeyi bekleyeceklerdi…/ …ve çocuk insanlar büyümeye koştular.., ormanlar içinden, gökyüzü üstünden denizlere doğru., ellerinde uçurtma hepsinin yürekleri taze bahar dalı, boyunlarında çiçeklerden birer halka. bilmiyorlardı ki cazip çekimler, önlerine çıkacak ilk kavşaktan sonraydı yani memelerin büyümeye, sakalların çıkmaya başladığı zamandaydı. /kavşağa geldikleri zaman gördüler ki yol tam o noktada ikiye ayrılıyor biri ışık rengine doğru giderken, diğeri gölgenin içine dalıyor…/ ..., ve aydınlıklar ve karanlıklar zamanı burada başlıyor… …duvarında ‘ali ayşeyi seviyor’ yazan çocuklar… aşk onlar için çocuk yüreklerinde ışıldayan, en parlak insanlık rengiydi işte bunun için de hepsi, tanrının boyadığı o ilk rengi, masumiyeti seçti aşklarını ve inandıkları her şeyi, yaşam satrancının şahı gibi korudular ve nerede bir yürek kanarsa, onlar da o yürekle birlikte yürekten ağladılar. ne güzel ki onlar dünyaya bahar, kuş ve aşk masalı yazanlardan oldular… .., -anne, bu insanların hepsi neden çıplak… kimi büyükler ormanları yangına, gökyüzü ve denizleri kirliliğe boyadı çiçekleri-böcekleri yok etmeye ve ihaneti ve pusuları doğruya boyadı tadına vardıkça mevsim yemişlerinin, masumiyet rengini beğenmediler boyanıp foya renkli boyalarla, bizim rengimiz yanar-döner olsun dediler. ama ne yazık ki onlar karanlıklar içinde sıfatsız ve çıplak bir lekeye benzediler Cevat Çeştepe |
lekesiz bir gökyüzü dileğimle....
Kutlarım şairim...
Sonsuz saygı ve sevgimle...