ne fark eder başa dönmekyaşamadan ve hissetmeden hiç bir şiire soyunmaz kalem ............................................. mor bir gecede efsunlanır düşlerim kelebeğin ateşle dansı gibidir sana çarparken bu yürek nefes nefes tenimin hiç bir yerinde kalmamış o kokun ellerim tutsak yine ellerinin bitmeyen hasretine ve dudaklarımda arazlı yanık bir türkü dolanır sessizce düşer nemrutun eteklerine ey gönlümü kedere bulayan gönül sultanım şimdi kırlangıçlar göç eder gönül mabetimden ki su şahlanır yatağından gök kubbe küser bana kızıl bir şafak vakti ölüm değerken tenime dirhem dirhem azalır gider ömrüm bilirim söyle içimin yangınlarına okyanuslar neyler ki ben gözlerinde zamansız pusulandım bilirim ki...bir daha zulf-ü yare bir daha dokunmaz bu eller ve ben şimdi hercai bir yürek taşır oldum sensiz günlerimde ruhum düşerken kimliksiz gölgelerin peşine ve sen gelme görme ve hatta dokunma içimde yaşayan o eşsiz senlerime ama sen yine de gitme rüzgarları peşine kederi içime atma sessizce cerağınla tutuşan şu ömrüm bir yangın yeri ne olur... arz-u endam ederek sevdama dudak bükme şimdi ben... ömür denilen bu yolun sonuna geldim sen yoksan ne fark eder başa dönmek Hasan İpek onyedi mart ikibin onbeş |
Kutluyorum kalemini
Yüreğin var olsun
________________________________________Saygılar