Sen yerinegüneşin doğmadı, aydı da ay bulutlu günler kararttı g’özümü bir çıkış aradım hep dar sokaklarda çöplükte eşindi çocukluğum bir civciv örneğin anne kanatları altında şöyle bir görünüp geçtin ufkumdan bakmayı öğrendi gözlerim sesini duydum oyun oynarken duydun sesimi seslerimiz birbirine karışmaktan öteye gitmedi yankısını dinlemeliydi dağlar tepeler gelincikler açmalıydı yolların kıyısında çocuklar gülerken tutmalıydın elimi bir uçurum vardı sanki aramızda geçilmez dar oyuklar yüce dağlar yakınken birbirimize el olduk yar uzaktan bakar düşlerin bile donda ayazda kalırım haziran’da göçüp gitti uzak haziran ölümüne üzüldüm sıcak günlerin elime kâğıt kalem veren sevdanın döküldükçe dizelere kırıldı sözcükler kör ışık altında çırpındı yürek karanlık bulutlar gererken önünü çık dedim açığa pencereme vursun ışığın olmadı hiç bir şey istediğim gibi ayva çiçek açtı nar pembe giydi bir türlü açmadı yüzüm çiçeği kendi kendine öğütmüyor oysa buğdayı hayat değirmeni gördüm ellerimdeki güneşi isteğim dahilinde yürür zaman sen yerine 11,03. 2015 / Nazik Gülünay |
Değerli kalemi yürekten Tebrik ederim.
En içten selam ve saygılarımla.
Nice böyle anlam dolu şahane şiirlere.