Düs Tiryakisi
yağmurun dili sürçünce
yakalandim ya kirpiklerinin ucuna herhangi bir balkonda herhangi bir bakmanı borçlusun iç sızımın gitmek niyetine... aklımdaki fotoğraf kesiğinden öptüm gülüşünün içeriğini ayakkabilarimizin içi yine su dolu çağla dalinda bıraktığımız rüyadan birlikte uyanalım yine... ağlamayi bırakıp düşe kalka yalnızlığının ortasinda yine bir ev yap ikimize orman ikindileri dinlesin şarkımızı... kimsenin uğramadığı acının biricik adıdır heveslerime biraktığın bu kimliksiz tortu... her an yeni bir ben oluyorum kendi içimde her an ayrı bir şekilde özleyip gözlerini son kez çakişini sonu belirsiz o karanliğa... bana bırakıiğın bu sonsuz ben’in içinde bir başima seni sevmeye tutunuyorum bulmak için asıl kendimi... serçe ağızlı son sabahımızı yazıyorum şimdi kıvırcık saçlarının toprak kokulu tozlanışına sana ve zamana yeminli kendime suçlar arıyorum ölümlü arzulardan uzak tınılar biriktiriyorum bir kucak ayrılık bir çekim nefes yol yordam ayırmadan hepsi sana ve bana atılmış adımlar... uzaya dağılan sesimizi ağaçlar hissetsin diye köklerinde terimizin kirli tadını... eskiden yağmuru biz kovalardık yeryüzü neşemize sımsıkı kilitli bütün yokluklardan yarattığımız o eşsiz zenginliğe ürkek kuşlar bile kıskanç ama eskideni hep yeniliyorum içimde ilk akşam kokularıyla bıraktığın sokaklar şiirlerimde erken uyanık çocuk sesleriyle bir ve sahipsiz hiçbir gölge bile bırakmamak adına aklıma fikrime dolan çığlığını alarak cesaretimin pusulasına kaçışlar yedekliyorum sıkıntılarıma... ben gidişinin bu rüyadaki tek emanetiyim uyandığım zaman da yanındayım uyuduğum zaman da ben senin yanında olmanın rastlantısal ömrüyüm merak edilmemiş bir çocuk yalnızlığı gibi zamani ve evreni tartmadan adımlarıma bıraktığın gülüşüne bağlı bir düş tiryakisi... eskiden karıncalara basmama yarışı yapardık ya gidişini de buna bağlıyorum açıkçası hiç karınca ezmemek adına gittiğin ülkeye gelmeye çalışırken evler kalıyor adımlarımın altında sana ulaşamadan uyanıyorum nefes nefese seni görmenin mutluluğuna tercih ediyorum evleri ezmemenin mutluluğunu biliyorum senin de böyle daha çok mutlu olduğunu... seni görmek seni görememek pahasına düşlerde bile incitmemektir yaşamak sızısını... Kagan Iscen... |