Kurşuni Akşamlarda Bir Baba Eksikliği“Yaprakları yanmış menekşe gözlü bir çocuktum avucumdan ellerin ansızın alındığında su tutmadı hüzün ağaçlarım bir daha köksüz çınar gövdesi güneşi neylesin baba” artık naçar yokluğunun dizelerine sızıyor mürekkebim gecem karışıyor gündüzüme yaşlı düşlere hibe ediyorum kendimi çiçek olmak istemiyorum anlasana ve yaslayıp kalbimi eski bir doğum sancısına ilk adım atışımda ki minik ellerimi uzatıyorum sana dizlerim kanayana kadar düşüyorum baba lugatıma yazılmış en kara lekedir cennetimi çalan süvariler ve gelinciklerime öksüz damgası vuran kefenin sıcak mı hala? ah kaç nefesimi götürdüler , geride kaç ayyaş soluk var kaça bölünür daha çerçevesi kırık bir resimde üşümüş iki dudak yorulmak bile bana haram oldu baba daha dün gibiydi sabahlara korkmadan sarıldığım ay ışığının göz bebeklerinden filizlenen umuda aşinalığım da kızıl bir gecenin koynunda az yaşanmış güller kuruttum traş kokan yanak izlerinde meskun bir bulut gibi en özlediğim ve şimdi giderek eksilen avucuma bıraktığın bir kaç kuruş harçlık kadar yoksulum mermer yalnızlıklara hunharca kazındı işte böyle dilim zemheri sabahlara mühürlü dudaklardan ne şahadetler içirdim bilir miydin, sesimin iliğine değdiği vakitti bir kedi sevmiştim muştuları kaybolan ve sonra gittin gamlı lokmalar düşürüp elma kuşlarının ağzına bir gecenin an/ne yarısı usulca sonu üç noktalı, vedasız yazgıların yok olan alnından öptük birlikte ve güneşsiz bıraktığında şehrimi yarına yakılmış türküler peydahladık baba babasız gömülen menekşe gözlü bir çocukla.. Çiğdem Parlayüksel |
Şair zaten iyi şiirler beklediğim ve elit gruba dahil ettiğim şairlerdendir.
ama yoğunluktan gecikmişliğimi affetsin diyerek bu çoook iyi eseri için tebrik ediyorum.
Yürekten gelen sesler her zaman iyi şiir olur zaten ....