7
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1716
Okunma
bir çığ düşer ansızın
ve yeni bir çağ başlar
çığlık çığlığa, çatırdayarak
güçsüz, anlamı delik, yarımdır artık ay
karanlığa gömülmüş gölgesiyle
kupkuru kiraz ağacıdır geride kalan
rujunu tazelediğinde zaman
kimse bilmez içinde yuvarlananları
kimse görmez boğazında küflenen yumruları
neyine güneşli denir
gözüne güz kaçmış yazın
ezgisi ne kadar şen olur
eskisi kadar sesi çıkar mı
bam telini kaybetmiş sazın
üşüyorsun değil mi
büyük dalın yok artık
yakıp kavuruyor esrik tortular
kendini aldatıyorsun aynalara karşı
nefes alıyor yiyor içiyor yaşıyorsun
kabulü ne zor değil mi
dolunaya baktığında bile hep hilâl görüyorsun
ama dayanacaksın kiraz ağacı
senin gölgene de muhtaçlar var
yapışacaksın bedbaht muştuların sancağına
ki hayat dediğin umarsız bir sancı
birazı umut bir tomarı acı
olmaz dediğin neler oldu
ölmez dediğin kimler
bir yaşama telâşı ki sorma
kimse bilmiyor kimin ocağında kimin acısı yanıyor
"bir hilâl uğruna ne güneşler batıyor"
hadi ağla
gölgesini yitirmiş kiraz ağacı
doya doya, uğruna uğruna
belli, için; için için kanıyor
bâzı ağrılar oturur insanın bağrında
ne makyajlara kanar
ne uzun havalara
değmesen de kanar
çekmesen de uzar
ve hayat
ve yaşamak
kahır sağanağında yıkanırken
ummak anmak ve onmak
bâzı acıları geçirmese de iyi gelir arada dudak banmak
inanma kiraz ağacı
bunların hepsi yalan
göçmeden geçmez H tipi acılar!
ToprağınSesi
.
5.0
100% (15)