10
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
4855
Okunma
söyleme kimseye
ayaküstü uğradım öylesine
zaten alabora vurmuş takvim nasihatleri gibi içim
ardımda bıraktığım eşsiz tablo
hazan kaplı sırça köşkün mavi künyesi
birden kesildi suyum nedense
sendeledi içimdeki bahar
sobelendim yine istemeden
annem kokan kirlenmiş aynaya
aramızda kalsın olur mu
son defa
alın boşluğumdaki yanak izi
avuçlarımda saklamaya çalıştığım fırça
merdivenleri hiç çiğnenmemiş
bir melodiye saklanalım istersen
feragat edelim bizden
defterini unutan yazılar olalım
hiç tanımayalım erguvanları
yakalım birer kadeh
son tren de kalkmış olsun az evvel
konuşmayalım hiç
dudaklarımızda biraz gizem
hafif esrarlı bir cigara ya da
kasıkları sönmemiş içtenlik katalım biraz geceye
son bir yolculuk ısmarlayalım garsona
hani, bu son gar’ını gören tren ya!
başıboş, sarhoş şiirler uçurayım uluorta
sana dair, senden ırak ne varsa dalsın içine
ne kadar becerebilirsem işte
sağa sola dağılır sesim
desibeli kırık olur nasılsa
naralar atarım belki kalabalık boşluğa
şikayet ederim seni şarkılara
diz çökmüş çiçekler besleyen dik saksılara
maskelerim yüzümü korkma
sirtaki boğarken buzukiler
çılgın bir dans tutarım belki - özgürlük adına
-V For Vendetta-
sonra ayrılırım salondan
sağ kolum sol omzunda gibi sarılarak
yürürüm sallanarak
gecenin kolpa karanlığına
yine bulurlar beni
üstü başını terk etmiş durumda
yine uyanırım
bir yanı boş, tek başına
saat yirmi beş sularında!
ToprağınSesi
( şiirime sesini ve ruhunu katan değerli arkadaşım Deniz UZUNER’e teşekkürlerimle...)
.
5.0
100% (21)