13
Yorum
58
Beğeni
0,0
Puan
1903
Okunma
doktora gittim geçen
giderek büyüyormuş duyma kaybım
gözlüklerimdenmiş suratımdaki ağrı
kan tablomun sebebi frengi
çok bekletme çöpleri dedi
içmemeliymişim tek başıma
gözlerimle konuşmayaymışım sürekli
biraz zaman alırmış isyanları bastırmak
bir sürü tahlil
boş yere bir sürü para
kahretsin
yine ölmek için gerekli koşulları yerine getirememişim
düşünmek bile yoruyor bazen
çoğu siftahsız kapanıyor kepenkler
arada bir şeyler karalıyorum
kadavra harflerin kıvılcımıyla
neyi değiştireceksin ki ucu kırılmış aklınla
balıklar bile suyun gönüllü esiri
kendi şöförünü ezen araba gibiyim
tepkisizlik had safha
gündüzler hâlâ has hırsız
geceler boyuna uzuyorlar
sen bildiğince dik dur
el birliği gözün açık aklını soyuyorlar
sadede gelince
her şey b ı r a k t ı ğ ı n gibi
pastoral bir tablonun
acemi bir ressam tarafından kopyalanmış kötü bir eskizinin
ışığa yakalanmış tavşan hâli
palyatif bir sendromun gölgesiyle sarhoş dansı
eskileri okuyorum arada
milattan önce neymişim diyor insan
ne hissettiğim bende kalsın
yüksek ateşe tansiyona faydası yok
sadece kangrene iyi geliyor
yalan yok
şimdi hangi yağmura sığınsam ıslak
hangi şarkıyı dinlesem notasına küfrediyor
zaman geldi gitme vakti
sevgilimi çok bekletmemeliyim
aldatmasın seni ha bu hırpani kılık
çiçeklere sorarsan hâlâ önemli biriyim
köpeğime göre tanrının ta kendisi
Bolero gibi yaşıyorum hayatı
kendiyle beslenen bir amip ya da
sonsuzdur hani bitik bir pilin ömrü
kimselere kıpırdamıyor kapım
ucuz cümlelerle düşüp kalkmam
ve boy aynamla çırılçıplak ilişkimi saymazsan
kimileri uykuya yutturuyor içindekileri
kuş tüyü yastıklara kapanıp
kimileri hiçbir küfürde kullanılmamış cümleler arıyor
gece yaralarını pansuman için
kahpe bir ezgiye abanıp
bilsen
sayısız cinayetler işleniyor köpekler havlarken
istemsiz ceylan taklidi yapıyor insan
acı şarkıların nakaratları ruhunu avlarken
hadi kabul edelim artık
ganimet diye
isyana kurulmuş bir iç sesinin gecikmiş suflesi kaldı bize
pahalı bir kumaşını mahveden terziyiz ikimiz de
devrik bir cümleden fırlamış
yerini yadırgayan sözcükler gibi kalakaldık öyle
ama iyiyiz değil mi
bol kırmızılı makyajlar savuruyoruz göğe
rejim yapıyoruz sürekli sağlık için
umurumuzda değil dünya
inat ıslatıyor, elem boğuyoruz kadehlerde
sürekli
içimizde gururdan örülü
ve sürekli örtülü pişmanlık perdesi
boyuna gülüyoruz dışarıya
öyle ya
sudan sebeplerdir bir denizin derdi
hem bilirsin
eşitliği- beraberliği-hiç sevmez
bize öğretilen denklemler
hadi dans edelim biraz
gözlemek de bir sanattır özlemek de neticede
siyahı, elinde
beyaz üzeri bayrak gibi tutuyorsan
biz harbiydik
zaman, namlusu küflü silah
gülüyoruz dudak dolusu da
bazı kahkahalar çok ah saklar
ToprağınSesi
.