Boş KâğıtBeklemesin herkes çıkabilir Belki de ilk ben çıkmalıydım aslında Çünkü boş bir kâğıttır masama bırakacağım Sağımı solumu çekiştirip Sanki çok şey yazacakmışım gibi davrandığıma bakmayın Sokak lâmbalarının altında Naylon damlı evlerde öğrendim çocuk olmasını ben Delikanlılığım kızların puslu, alaycı bakışları arasında geçti Kokumu rengimi sevememişlerdi hiçbiri Saçlarım başkaydı Yüzüm başka Kil tadı vardı damağımda Saklanbaç oynasak, Kimse yanıma saklanmazdı Ders çalışmak için gelmezdi bana kimse Sadece uzaktan duymak isterlerdi sesimi Onu tanıdım sonra Hayatının bütün köşeleri kapılmıştı On yedisinde sevmiş, Yirmi beşinde sevilmişti Sevişmişti de yırtıcı Hiçbir elbisesini benim için giymedi Okuduğu kitapların arkalarına şiirler de biriktirmedi benim için Buluşmadık bir kır kahvesinde Ellerimi tutarken Başka dünyalara yürüyorum sanki de demedi Gece olunca, Yıldızları boyamaya çağırırdım onu Gülerdi Çarpık dişlerimin arasından Adı fırlayıp çıkardı bazan İrkilirdim Yakıştıramazdım söyleyemezdim Kirletirim sanırdım adının harflerini Gemileri anlatırdı Uzak ülkeleri Kaptanmış babası Uçurtmaları anlatırdım Ağaç gölgelerini Susardı Akşam güneşine karşı Gam demlerdim Çayını şekersiz içer, Çikolata gibi kokardı Upuzun saçlarında Bahar gizlenmişti sanki Hayatının bütün köşeleri kapılmıştı Hiç terkedilemez sanırdım Bu da olmuştu Bir gün gizli gizli ağlarken Söylemişti usulca Bitişik odanın duvarına verip kulağımı Dinlemiştim hicranını Yaşlandım şimdi ben Bir ayağım çukurda Şu ahir ömrümden kesip atamadım acının tırnaklarını Sonum yakın Sonu yakın yakınmalarımın Siz belki de anlarsınız diye Söyledim, gittim Galiba ben bu defa, Boş kâğıt vereceğim... |